Çok değil bundan yaklaşık 50 sene önce insanlar duygularını kağıda dökerek ifade ederdi. Bir mektup yazmak, kelimeleri özenle seçmek, cümleleri içtenlikle kurmak demekti.  Şimdi ise mektup o eski çağ dönemlerinden uyarlanma filmlerden ibaret sadece. Artık mektup yerine elimizin altındaki telefon ile dünyanın bir ucundaki insanlarla anında iletişim kurabiliyoruz. Şimdi ise mesaj kutularında kaybolan, okunmadan silinen, belki de hiç gönderilmeyen kelimelerle dolu bir çağdayız.

Mektuplar, sabrın ve anlamın simgesiydi. Şimdi  o zamanları düşününce birinden mektup almanın ne kadar kıymetli olduğunun farkına varıyor insan. Belki haftalarca, belki de aylarca mektubun gelmesini beklemek, heyecanla postacı yolu gözlemek… Bugün ise eskiye göre çok zıt anlayışlarımız mevcut. Bugün, bir mesajın "görüldü" olup olmadığına takılıyoruz ama kelimenin, sesin, duygunun derinliğini giderek kaybediyoruz.

Belki de hepimizin içinde, birine yazılmayı bekleyen bir mektup vardır. Söylenemeyen, ertelenen, belki de artık hiçbir yere gönderilemeyecek bir mektup... Eğer yazacak olsan, ilk cümlen ne olurdu?