2023 yılındayız. Uzay seyahatlerinin başladığı biletlerin satıldığı zaman da yaşıyoruz. Elon Musk’un uzaya adeta bakkaldan leblebi alır gibi yolladığı Starlink Uydularının zamanında yaşıyoruz. Uzaktan uydular aracılığıyla yer kürenin katman katman incelendiği bir dönemdeyiz. Yapay zeka teknolojisiyle insanlığın adeta kendisiyle hesaplaşmasına şahit oluyoruz.
Bütün bunlar dünya da olup biterken biz de ne mi oluyor. Bizde bildiğiz gibi. 3 senedir Manisa ili Yunusemre İlçesi Çamlıca mahallesindeyiz. Şehrin içinde şehirden uzakta bir yaşam. Hayatımda aldığım en doğru kararlardan bir tanesi müstakil yaşama adım atmak. Kapıdan çıktığınız da ayağınızın toprağa basması paha biçilemez bir duygu. Temiz havası ise ömrünüze ömür katıyor. Tek sıkıntısı ise uzun yıllardır çözülemeyen kangren haline gelen su sorunu. Köyün yeni ismiyle mahallenin fiziki alanı sebebiyle yamaç şeklinde yapılaşması ve yıllar içerisinde sürekli göç alması nedeniyle ilk geldiğimiz sene de 21 gün susuzlukla mücadele ettik. Geçtiğimiz sene 55 gün aralıksız susuzlukla mücadele ettik. Geçtiğimiz sene sorun o kadar büyüktü ki yerel basının yanı sıra sorunumuza ulusal basın da yer verdi. Habertürk TV tüm gün boyunca her haber programında Çamlıca’nın susuzluğunu yayınladı. Manisa’nın Manisa Belediyesinin böylesine utanç bir vesileyle anılması reklamının olması bizler için çok üzücü bir durumdu.
Ardından siyasiler akın etti diyeceğim ama herkes kulaklarını tıkadı. İktidar partilerinin Milletvekillerini İl Başkanlarını ve İlçe Başkanları görmek mümkün olmadı. Ana muhalefet Partisi CHP İl Başkanı ve İlçe Başkanını da göremedik. O dönemde İYİ Parti Yunusemre İlçe Başkanı Tufan Akan süreci yakından takip etti ve susuzlukla yaşam mücadelesi veren halkın yanında oldu. Bunun dışında o dönemde kentin mülki amiri Vali beyden de yardım istenmişti ama kendi evinin olduğu güzergahta ki trafik çilesinden bile haberdar değildi. Vali bey evine gideceği zaman kavşaklarda trafik polisleri lambaları falan dinlemeyip trafiğin sıkışmaması için can hıraç bir çalışma örneği sergiliyorlar Vali bey hemen evine gitsin diye. Yani o dönemde Vali bey de iktidar gibi halkın çığlıklarına Çamlıca’ya davet etmelerine kulaklarını tıkamıştı. İşin özü halkın sorununun muhatabı yine halktı idareciler değildi.
Geçen sene Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün’den Özel Kalem Müdürü Gökmen Aytaç’a Maski Genel Müdürü Burak Aslay’dan Daire Başkanlarına kadar birçok kişiye çağrı yapmıştık. Sadece Gökmen Aytaç’tan geri dönüş olmuş kendi koltuğunun berber koltuğu gibi olduğunu ve rahat olmadığını söylemişti ancak diğer yetkili ve etkili kişilerin koltukları ceylan derisinden olmalı ki ne o dönemde ne de daha sonra bir geri dönüş ya da köye ziyaret gelmedi. Sadece ilk sene yapılan haberlerden sonra Maski ekipleri köye çıkartma yapmış ve gözdağı verircesine herkesin bahçesini fotoğraflamışlardı. Geçtiğimiz sene de bütün su saatleri evlerin bahçesinden dışarı çıkarıldı. Bence geç kalınmış bir çalışmaydı. Çok daha önceden yapılması gerekiyordu.
Sonrasında yine geçtiğimiz sene Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün Meclis toplantısında birkaç kişi susuz kaldı diyerek olayın vehametini küçümsemeye çalışırken yüz ifadesi ve ses tonuyla olayın ne kadar büyük ve ciddi olduğunu açıkça gösteriyordu. Çünkü susuzluk çeken dediği gibi birkaç hane değil 150 haneden fazla bine yakın insanı ilgilendiren bir konuydu.
Bu süreçte Maski yetkililerinin altını basa basa vurguladıkları bir konu vardı. Su saatlerinin hava ile dönmeyeceği. İlk başta bende inanmıştım koskoca Başkanlar yetkililer yalan mı söyleyecekti. Ama işin aslı öyle değil. Borulardan bir hava geliyor bir hava geliyor köyün yarısından fazlası hiç kullanmadığı halde su kullanmış gibi görünüp kullanmadığı çeşmelerinden akmayan suyun parasını havanın parasını ödüyor. Kendim gözlerimle görmesem hala inanmazdım havanın saati çevirdiğine.
Bu vebaldir ve ben bu işte dahli olan yetkililere hakkımı helal etmiyorum.
Bu süreçte en çok yorulan aslında Çamlıca Mahallesi Muhtarı Mevlüt Çetinkaya oldu. Maski yani Belediye ile vatandaş arasında kaldı. Seçilmiş birisi olmasına rağmen atanmış oturduğu koltukta işi halka hizmet etmek olan Maski Daire Başkanlarıyla çoğu zaman görüşemedi. Kapıyı çalıp girmesi gereken yerlerde hep kapıda kaldı ya da ağzına bir parmak bal çalındı yollandı ama verilen sözler hep arafta kaldı. Zorla da olsa ikinci sondaj vuruldu. Su bulundu ama bağlantısı için ihale süreci başlamadı. İlk önce ikinci depoya gerek yok denilip mevcut depo ile susuzluğu gidereceklerini ilan edenler bunu da bir zafer konuşması gibi Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’e yaptırdıkları Çamlıca’nın su sorunu tarih oldu cümleleri yine havada kaldı.
Önümüzde 8 ay sonra yapılacak bir yerel seçim var. Bu süreçte yine halkın sorunlarından uzak ve o sorunları küçümseyerek geçirilecek 5 yılı kazanmak için halkın karşısına çıkacak olan siyasiler koltuk sahipleri mevcut Başkanlar olacak.
Bu yüzden halkın sorunlarına ne kadar duyarlı olunursa bunun karşılığı o kadar olumlu olur. Yoksa kimse burada benim koltuğum garanti demesin. Yerel seçimler genel seçimler gibi değildir.
Dün ikram edilen koltuklar gün gelir altlarından alınır.
Yani işin özü Kurban Bayramı sonrasında bugün 7. Gün su yok.
Bakın daha konu çok pompa su kuyusunun içine düşmüş. Koskoca Maski onu çıkaramıyormuş. Bu konulara daha hiç girmiyorum.
Su hayattır. Siz koskoca bir mahallenin hayat damarını keserseniz bunun elbette yaklaşan seçimlerde bir geri dönüşü olur.
Kişi gücünü makamdan alırsa hizmet için bahanesi olur. Ancak gücünü halktan alırsa daha nasıl hizmet edebilirimin derdine düşer.
Şimdi Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün’ün Çamlıca’nın sorununun çözülmesi noktasında ne kadar samimi ve istekli olduğunu göreceğiz. Bu yaz ayında bir önce ki yılın susuzluk rekoru olan 55 gün susuz kalmayı egale mi edeceğiz yoksa Çamlıca’nın su sorununu tarihe gömerek efsane Başkan mı olacağız.
Buna sayın Ergün kendisi karar verecek.
Ya efsane olacak ya da tarih olacak.
Biliyorum herkes benden Manisa Celal Bayar Üniversitesi Rektörlük seçimi ya da atamasıyla alakalı bir yazı bekliyordu ancak araya daha önemli konular girdi. Bu hafta çıkmadan inşallah bu yazıya da yer vereceğiz.
Selam Dua ve Muhabbetle…