Anne-babaları uzmanlara getiren durumlardan biri çocuklarında yeni başlamış ya da daha çok, sürmekte olan ‘tik’lerdir. Seyrek olduğunda çok önemsenmeyen bu durum, okul yaşı çocuklarında, sıklıkla ‘tik’lerin sıklaşmaları, öğretmenlerin aileyi uyarmalarıyla seslendirilir. Okul çevresinde arkadaşlardan gelen, çoğu zaman negatif nitelikteki uyarılar çocuğun ruhsal durumunu etkileyerek, okula gitme isteğini azaltabilir, özgüvenini zedeleyebilir. Ayrıca, sıklıkla basit, kendiliğinden düzelebilen tikler bazen daha kalıcı olabilirler. Bazen de tikler sinir sisteminin çeşitli hastalıklarına bağlı olarak ortaya çıkabilirler. Tikleri taklit edebilen bazı epilepsi nöbetleri ve hareket bozuklukları şeklinde nörolojik hastalıklar da mevcuttur.
Tik Bozuklukları Nedir?
Tikler ani, hızlı, tekrarlayıcı, belli bir düzeni olmayan, basit ya da karmaşık hareketler veya ses çıkarmalarla şekillenen davranış değişiklikleridir. Bunlar her yaşta oluşmakla birlikte en çok ilkokul yaşlarında ve ergenlerde görülürler. Bu yaşlarda bir sınıftaki tik’li çocuk oranı %20-30 arasında olabilmektedir. Temel belirtinin sesli ve/veya motor tikler olduğu hastalıklara ‘Tik Bozuklukları’ adı verilir. Tik bozuklukları belli gruplarda toplanır .
Tik Bozukluğu Çeşitleri
Basit tik bozukluğu kendiliğinden düzelebilen, sıklıkla tek ya da birkaç motor ya da sesli tik ile şekillenir. Başlangıç 18 yaş altı, süre bir yıldan kısa kabul edilmektedir.
Kronik tik bozukluğu sıklıkla sadece motor, ender olarak da sadece sesli tikle şekillenmekte olup süre bir yıldan uzun kabul edilmektedir.
Üçüncü tip tik bozukluğu Tourette sendromu’dur.
Tourette Sendromu (TS)
TS sıklıkla 11 yaş altında başlayıp, birçok motor, en az bir sesli tikten oluşur. Farklı tikler sıklıkla farklı zamanlarda gözlenir. Ama gün içindeki tik sayısı fazladır. TS’lu bazı hastalarda görülen küfürlü ifadeleri kullanma durumu (koprolali) çocuğu sosyal açıdan zorda bırakabilir. TS’lu çocuklar arasında dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), agresif davranışlar, başlıca yüksek kaygı düzeyi, duygu bozukluğu ve takıntılı düşünce ya da davranışlar, bazen de kendisine zarar verme şeklindeki davranış bozuklukları görülür.
Tikler sıklıkla 2-15 yaşları arasında, ortalama 6 yaş civarında dikkati çekmeye başlar. Çoğunlukla sesli tiklerin motor tiklerden daha sonra, koprolali ise ergenlikte başlar. Erkeklerde görülme oranı kızların 3-4 katı sıklığındadır. TS’unda tikler sıklıkla azalıp artma dönemleri gösterirler. Genel olarak erişkinliğe doğru tiklerin şiddeti azalır. Tik yanı sıra görülebilen davranış değişikliklerinin gidişi için genelleme yapmak zordur. Bu tür durumlar hastadan hastaya değişir.
Tikler biçim, yerleşim yeri ve tip açısından çok büyük farklılıklar gösterirler. Şiddetleri, sıklıkları ve süreleri çok değişken olabilir. Hem motor hem de fonik tikler basit ya da karmaşıkolabilirler.
Basit motor tiklerin başlıcaları göz kırpma, kafa sallama, burun kıvırma, omuz silkme gibi hareketlerdir. Karmaşık motor tiklerde ise ya birkaç basit hareket peş peşe gelir, ya da daha eşgüdümlü bir bileşik sıralanma oluşur. Amaçsız görünen yüz ve bedende bükülmeler, amaçlı gibi görünen yersiz sıçrama, zıplama, dokunma, vurma, koklama, eğilme vb. gibi durumlar örneklerin bazılarıdır. Genital organlara dokunma ya da müstehcen hareketler yapma (kopropraksi), ya da diğerlerinin hareketlerini taklit etme (ekopraksi), öğürme, kusma, hareketsiz kalma, bir noktaya bakma vb. durumlar da gözlenebilir.
Sesli (fonik) tiklerin basit olanları arasında homurtu, hırıltı, koklama, havlama sesi vb. sıkça rastlananlardır. Bu sesler konuşma arasında sıkça gelirlerse kekemeliği taklit edebilirler. Karmaşık vokal tikler bir ya da birkaç sözcüğün yinelenmesi şeklinde oluşur. Bunlar karşısındakinin ya da hastanın kendi sözcükleri olabilir.
Erişkinlerde daha çok bildirilmekle birlikte, çocuklarda da tik öncesi bir rahatsızlık duyumu tanımlanmaktadır. Bu duyum hastayı tike zorluyor gibidir. Haberci belirti gibi kabul edilen bu duyum hareketin yeri ya da tipine göre değişebilir. Örneğin, boğazdan gelen bir ses şeklindeki fonik tiki olan hasta, boğazındaki kaşıntı ya da batma gibi bir duyumu uzaklaştırmak istediğini bildirebilir. Bazen hastalar tiklerinin amaçlı hareket olduğunu iddia edebilirler. Hastadan tik’ini baskılaması istenecek olursa, kısa bir süre kendisini tutabilir. Ancak, tuttukça sıkıntısı artış gösterir. Tikle birlikte stresi kaybolur.
Tikler genelde çocuk eğlenirken, etkinlik içindeyken, dikkatini yoğunlaştırdığı zamanlarda ve uykuda azalır. Stres, kaygı, beklenti, düş kırıklığı, öfke, yorgunluk gibi durumlarda artış gösterirler.
TS’unun uzun dönem gidişi:
Motor tikler TS’unda tipik olarak ilk başlayanlar olup, çoğu başlangıç ergenlik öncesidir. Sesli tiklerin motor tiklerden daha sonra, koprolalinin ise ergenlikte başlaması olağan durumdur. TS’unda tikler sıklıkla azalıp artma dönemleri gösterirler. Genel olarak erişkinliğe doğru tiklerin şiddeti azalır. Kişiden kişiye çok büyük farklılıklar gösterebilmekle birlikte, olguların çoğunda tablo ağır seyretmemekte, olguların yaklaşık 1/3’ünde kaybolmakta, 1/3’ünde ise daha iyiye gitmektedir. Klinik gidişin ve tedaviye yanıtın sıkıntılı olabilmesi de mümkündür. Bazen tikler devam etse bile hastalar ailenin ve uzmanların desteğiyle sosyal ve mesleki yaşamlarını sürdürebilirler. Hastalığın uzun dönemdeki gidişini etkileyen belli başlı durumlar obsesif-kompulsif bozukluk, DEHB, duygu-durum bozuklukları gibi durumlardır.
Çeşitli Nedenlere Bağlı Tik Bozuklukları
Tik bozuklukları bazen alışkanlık yapıcı madde kullanımı ya da o tür bir maddeyi bırakmaya bağlı olarak da gözlenebilmektedir. Bazen de tedavi amaçlı reçete edilen bazı ilaçların tiklere yol açabilen yan etkileri görülür. Tiklerin bir belirti olarak görülebileceği çeşitli sinir sistemi hastalıkları da vardır.
Tik bozukluklarında ayırıcı tanı
Absans nöbetleri : Çocukluk epilepsilerinin belli-başlı nöbetlerinden olan, anlık bilinç yitimi ile şekillenen absans nöbetlerinin bir kısmında gözlerin yukarı kayması şeklinde tik-benzeri bir görünüm oluşur. Genelde 10-20 saniyeyi geçmeyen bu nöbetler sırasında göz kapaklarında titremeler, dudak şapırdatma, çiğneme hareketleri, parmak ovuşturma ve ellerde küçük hareketler de gözlenebilir. Bu nöbetler birçok kez tik sanılabilirler.
Miyoklonik nöbetler : Çeşitli epilepsi türlerinde gözlenen, kısa süreli kas kasılmaları şeklindeki nöbetlerdir. Tiklerle kolayca karıştırılabilirler.
Tekrarlayıcı zorlu yukarı bakış : Genellikle bir yaş içinde başlayan, absans nöbetlerine de çok benzeyebilen, göz kürelerinde zaman zaman oluşan zorlu yukarı bakıştır. Sıklıkla gidişi iyi olan bu tabloda bazen hareketlerde beceriksizlik ve dengesizlik de gözlenebilir.
Hemifasyal Spazm : Yüzün bir yarısında tekrarlayıcı kas kasılmasıdır. Çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkabilir. Bazen tik sanılabilir.
Bu tabloların dışında çeşitli diğer nörolojik hastalıklara bağlı hareket bozukluklarının da (kore, distoni, stereotipi, atetoz) karmaşık tiklerle karışmaları mümkündür.
Çocuklarda Tikler ve TS’da Tedavisi
Tikler hafif olduğunda tedavi gerektirmezler. Dikkat edecek olursak çoğumuz belli tiklerimiz, ya da yineleyen, çok da amaçlı olmayan, bazı hareketlerimiz olduğunu fark edebiliriz. Tedavi gerektiren durumlarda tikler yanı sıra davranış, ruhsal durum, dikkat gibi işlevlerdeki aksamalar da mutlaka gözetilmelidir. Anksiyeteyi kontrol altına almak dahi genellikle tikleri önemli ölçüde baskılar. Yani tedavide öncelik psikoterapik yaklaşımlardadır. Tiklerin ciddi ve hastayı rahatsız edici boyutlarda olduğu durumlarda ilaç tedavisi psikoterapiyle birlikte sürdürülür. Bu amaçla kullanılan, merkez sinir sistemi üzerine etkili çeşitli ilaçlar mevcuttur.
Özetle, çocukta tikler hafif davranış değişikliklerinden başlayıp, oldukça ciddi sinir sistemi hastalıklarına kadar uzanabilen geniş bir spektruma sahiptir. Bu nedenle ciddi durumlarda tedavide çocuk psikiyatrisi, çocuk nörolojisi, çocuk psikolojisi ve diğer ilgili disiplinlerin el ele çalışmaları gerekir.