Manisalıların son zamanlarda en çok yaptığı şey ‘karar vermek’ oldu. Kırmızı yolların kaderi, imar plan seçimi derken Manisalıları bu sefer başka bir seçim daha bekliyor. 485 yıllık Manisa’nın en büyük festivali olan Mesir Macunu Festivali, köklü geçmişi ve kültürel mirasıyla beraber şehrin en önemli değerlerinden biri.
Başkan Zeyrek, tarafından seçim zamanı söylenen ‘Manisa festival şehri olacak’ sözleri tek tek hayata geçirilmeye başlanıyor. Manisa’nın daha çok turist çekmesi ve vatandaşların daha eğlenceli bir ortamda yaşaması için gerçekleştirilen çalışmalar büyük bir beğeni alsa da, kimi zaman da eleştirilere maruz kalıyor. Pandemi sonrası 4 yıl boyunca yapılmayan Mesir Macunu Festivali, geçen yıl çok sayıda siyasi ismin katılmasıyla beraber, büyük bir şenlik haline dönüştü. Bağ bozum, kurtuluş haftası ve Mesir Macunu Festivali dahil Manisa’da Nisan 2024 tarihinden itibaren 296 etkinlik düzenlendi. Manisa git gide festival kentine dönüşse de son zamanlarda izlenen ‘Manisalılar karar verecek’ politikası ise insanı düşündürmeden edemiyor.
Son zamanlarda artan değişim rüzgarı Mesir Macunu Festivalinin logosunu da vurdu. Manisa Büyükşehir Belediye Başkanı Ferdi Zeyrek’in açıklamalarına göre bu yıl festivalin logosu değişecek ve bu olayın en ilginci, yeni logoyu Manisalıların belirleyecek olması. Başta da bahsettiğim gibi Manisa’da yaşayanlar olarak bir sürü şeye karar vermeye başladık. Önce kırmızı yolların kaldırılıp kaldırılmayacağı konusunda karar verdik. Sonrasında ise, kentsel dönüşümde imarın kaç katlı olmasına karar vereceğiz. Kent estetiğini ve insan hayatını bu kadar derinden ilgilendiren kararları vermemiz bir yana, şimdi de 485 yıldır süren Manisa ve Türk tarihi için çok büyük önem teşkil eden logoyu biz belirleyeceğiz.
Peki, gerçekten şehrin tarihi ve kültürel değerleri bu tür bir ‘oylama’ ile şekillendirilmeli mi?
Bu karar, kulağa demokratik bir süreç gibi gelse de aslında popülizmin yeni bir yansıması gibi duruyor. Şehrin en önemli geleneklerinden birinin temsili olan bir logoyu tasarlamak, belirli bir uzmanlık ve sanatsal vizyon gerektirirken, bu kararı bir yarışmaya dönüştürmek ve oylama yapmak gerçekten en doğru yöntem mi? Festival logosu, Manisa’nın geleneğini yansıtmalı ve aynı zamanda mesir macununun özelliğini simgelemelidir. Bir kültürel miras, estetik ve tarihi derinliği olan bir sembolle temsil edilmelidir. Minimalimiz ve sadelik akımına uyarak logoları sadece yazıdan ibaret yapmak ve mesir macununun önemini vurgulamayan tasarımları halkın oylamasına sunmak ise bu olayın başka bir cabası…
Ancak böyle bir süreç, genellikle hızlı tüketilen sosyal medya anketlerine dönüşerek, estetikten çok popüler olanın kazanmasını sağlayabilir. Sonuç olarak, Sadece Manisa için değil, Türk tarihinde de oldukça önemli olan bu festivalin logosu rastgele beğeni sayılarına mı teslim edilecek? Manisa’nın kırsal bölgelerinde yaşayan ve köylerinde ikamet eden yaşlıların bu oylamaya katılamayacağını düşünürsek, 1 milyon 500 bin insanın yaşadığı şehirde yaklaşık olarak 700 bin kişi neredeyse oy kullanamayacak. Bütün Manisalıların katılamadığı ama ‘Manisalıların’ seçtiği logo çok da objektif bir seçim olamayacaktır.
Manisa’nın köklü festivali için yapılan bu hamle, popülist yaklaşımların kültürel miraslar üzerindeki etkisini bir kez daha düşündürüyor. Gelenekleri yaşatalım derken yanlışlıkla, miraslarımızı dijital çağın tüketim alışkanlıklarına kurban etmeyelim. Umarım dijital çağa uyarak iş yapalım derken, miraslarımızı basitleştirmeyiz. Ve son olarak da umalım ki Manisalılar bu karar verme sürecinde boğulmazlar…