7 Mart Cuma günü İstanbul Küçükçekmece’de devriye polis ekipleri park halinde bulunan araçtan şüphelenip araçta bulunanların yanına gidiyorlar. Polis, aracın yanına gittiğinde kimlik kontrolü yapıyor. Yapılan kimlik kontrolü sonrası yaşları 18 ‘den küçük olan 4 kişinin araç içinde olduğunu anlıyor.Ekipler, durumdan şüphe ederek araçta yaptığı aramada, 3 tabanca, 3 el bombası ve 1 uzun namlulu silah ele geçiriyor. Yaşları 18'den küçük 4 şüpheli gözaltına alınıyor.Araçta oturuyor olmaları suç mu diyenler olacaktır mutlaka. Suç değil elbette. Ancak sade bir vatandaşın silah ruhsatı alabilmek için onlarca aşamadan ve kontrolden geçtiği, gerçeğini düşünecek olur isek bu durum hiç de normal değil. Adaleti temsil edenler de bu duruma “hayatın olağan akışına uygun değil” diyorlar.Aracı çalıştırıp nerede suç işleyeceklerini de bilmiyoruz üstelik.Geçen hafta yazdığımız yazıda,14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin öldürülmesi vakasında olduğu gibi yetişkinlerin telkin ettiği küçük yaştaki çocukların suç işlemesi işte bu yolla sağlanıyor. Nasıl olsa 18 yaş altındaki bireylere hukuki anlamda daha uzun bir ceza süresi yok. Çeteleşme de, böyle böyle başlıyor. Sanki bir el gelip 18 yaş altı kişilere suç işlemesi için imkan sağlıyor.Durumdan faydalanan çetelerin varlığı son derece kaygı vericidir. Yaşanan vakaların sayısı da bir hayli fazladır. Bizler, sadece ana akım medyaya yansıyan kısmını duyuyoruz. Bunu da hemen ispatlayalım.Sosyal medyada bir paylaşımcı, 14 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi’nin öldürüldüğü yerde, Kadıköy Salı Pazarı’nda reşit olmadığını düşündüğümüz, yine bir grup erkek, bit pazarının ortasında ortalığa biber gazı sıkarak yürüdüler. “İsveç’li misafirlemiz yanımızdaydı çok şaşırdılar” yorumunu yapmış. Bu durum, Ahmet öldürüldükten hemen sonra yaşanan bir durum belirtelim. Eminim bu olayın başka şahitleri de vardır. Sadece medyaya yansıyacak kadar büyük bir olay değil. Ancak herkese anlatılması ve önlem alınması gereken bir milli güvenlik sorunudur.Kendilerinden başka kimseyi düşünmeyen suç işleyen ve işlemeye meyilli fenotipler sakince pazarda , çarşıda yani şehrin göbeğinde olan insanlara zarar vermeye çalışıyorlar.Bizim memlekette olmaz öyle şeyler demeyin sakın. Her şehirde bu fenotipler yaşıyor maalesef.Bu vakalarda, siz herhangi bir tepki vermeseniz dahi saldırıya maruz kalmanız gerçeği, (herhangi bir canlıya saldırma zaten manasızken) gösteriyor ki toplumda bir şeylerin altı kazılmaya ve hatta toplumsal infial yaratmaya çalışan bir güruh var. Bu çeteler cana , mala ve insan onuruna yakışmayacak işler yapılıyor.Bireysel silahlanma , uyuşturucu ticareti, reşit olmayan çocukları öldürme ya da istismar suçlarının temelinde aslında terörün şehirde olduğunu gösteriyor.Yaşanan vakaları düşündüğümüzde “münferit olaydır” diyerek geçiştirmemiz çok da mümkün görünmüyor.Bu örnekte olan olaylar, satır arası olaylar zincirinde değildir. Bilerek, isteyerek zarar vermeye çalışan bir topluluk ile karşı karşıyayız.Suça meyilli olan, reşit olmayan bireylerin kullanıldığı bu olaylar toplumsal huzuru bozma noktasında ilk olarak ele alınmalıdır.Süregelen bu vakaların nedenini merak etmek ya da “suçtan kurtaralım eğitelim düzelsinler” aşamasını çoktan geçtik diye düşünmeden edemiyorum.Eğitimli, kamuya yararı olan insanlara tahammülü olmayan bu fenotipler için gereken yasaların uygulanacağından kuşku duymuyorum.Bu kaygıyı yaşayan herkes gibi adaletin yerini bulması tek dileğimizdir.
Sağlıkla Kalın.