Karışma, 

Kurcalama, 

Hırsızı evine kadar kovalama, 

Yazma, 

Çizme, 

Sen mi kurtaracaksın Manisa’yı? 

Sana ne? 

Günde en az 3 öğün işittiğim sözler. 

Çoğu insan,  

“Seni severim kaptan,  

Benden söylemesi” diye başlıyor nasihatlarına. 

Oysa, 

Dünya’da en çok verilen şeyin ve 

En az kullanılanın nasihat olduğunu bilmiyorlar! 

Aslında.  

Görme,  

İşitme, duyma, 

Yazma, deme! İstençleri 

İşlevsiz, etkisiz kılmak istemektedirler 

Şahsımı! 

Nasıl yazmayayım? 

Nasıl kayıtsız kalayım? 

Dağına, ağacına, bağına 

Ovasına, taşına, çakılına,  kurduna, kuşuna, 

Ormanına, çakalına, Tilki’sine  

Sansar’ına, kan emen yarasasına., Manisa’nın? 

İlke bellemisim bir kere, 

Rıfat Ilgaz’ın,” Aydın mısın?” siirini. 

“Kaldır başını kan uykulardan. 

Kilim gibi dokumada mutsuzluğu. 

Gidip gelen, kara kuşlar havada. 

Saflar tutulmuş top sesleri gerilerden. 

Tabanında depremi kara güllelerin, 

Duymuyor musun? 

Kaldır başını kan uykulardan. 

Böyle yürek böyle atardamar, 

Atmaz olsun. 

Ses ol, ışık ol, yumruk ol. 

Karayeller başına indirmeden çatını. 

Sel suları bastığın toprağı dönüm dönüm, 

Alıp götürmeden büyük denizlere 

Çabuk ol. 

Tam çağı işe başlamanın doğan günle. 

Bul içine tükürdüğün kitapları yeniden. 

Her satırında buram buram alın teri, 

Her sayfası günlük güneşlik. 

Utanma suçun tümü senin değil, 

Yırt otuzunda aldığın diplomayı. 

Alfabelik çocuk ol. 

Yollar kesilmiş alanlar sarılmış, 

Tel örgüler çevirmiş yöreni. 

Fırıl fırıl alıcı kuşlar tepende; 

Benden geçti mi demek istiyorsun. 

Aç iki kolunu iki yanına, 

KORKULUK OL. 

Gelmişiz 70’ne bu yaş kadar  

“ Bana neci olamadık” 

“Şeytanın gör dediğine kör kalamadık! 

Açlığa, sefalete, 

Adaletsizliğe hukuksuzluğa  

Göz yummağı, onursuzluk saydık! 

Dilimiz döndükçe,  

Kalemimiz yettikçe, makam, mevki  

Siyasi parti, ideolojik düşünce gözetmeden 

Söyledik, yazmaya çalıstık. 

Sana ne? Sözünü söyleyenin Manisa’nın 

Havasını solumadığı, suyunu içmediği, toprağının 

Tozunu yutmadığı bir gerçek. 

Bu ilin Karıncasına 

Arısına, Ağustos böceklerine, kırlarında 

Açan çiçeklerine karşı. 

Yaşamsal sorumluğum var! 

Millete talkımı verip, 

Salkımı kendi götürenlere karşı! 

Hacılık hocalıkla kisvesi 

Altında malı götürenlere 

Hoş görüsüzlüğüm var. 

Siyasette bir yerlere geldikten sonra 

Manisa halkına kıç çevirenlere 

“Koltuğu dar etme”, derdim var 

Avanta bomba olsun 

Gırtlağımda patlasın diyen avantacılara 

Kronik Alerjim var. 

%10 Kemalcilere 

Rahmet okutan /okutacak olan yerel belediyeler ile  

Müteahhitlere kalfalık yapan, 40 daire alıp 

3 kat yere 

12 kat veren imarcı başkanlarla hesabım var. 

Ne yapalım kardeş? 

Yazmayalım çizmeyelim  

Hesap sormayalım; 

Sizi dinleyip, 

“bana  dokunmayan yılan bin yaşasın mı? “diyelim 

Ya! Edepsizliklere, 

Sessiz kalıp, göz yumup, kulağın üstüne yatıp 

Rüşvet, hırsızlık, ahlaksızlık , solucanını 

Kendi ellerimizle oy verip besleyen,  

“Anakonda” yapan bizlere ne demeli? 

Siz söyleyin! Yaşarken 

KORKULUK mu olalım?