Toprakta kaybediliyordu. 

Kan da! 

Balkan savaşlarında binlerce insanımızı  

Kaybettik. 

Milli şuur çoktan hakkın huzuruna ermişti. 

Asker cepheden cepheye koşmaktan bitap 

Düşmüş, 

Millet ise savaşlardan yorgun ve bıkkındı. 

Birinci Dünya savaşı sonrası yenik 

Sayılan Osmanlı devleti  

Kurtlar sofrasında ziyafete sunulmuştu. 

Padişah, koltuğunu koruma adına 

Kuzuların sessizliğinde sarayın penceresinden 

Düşman donanmasının boğaza demir atmasını 

Seyrediyordu! 

Anadolu’nun her bölgesi ve her şehri 

Adım, adım işgal edilmeye baslamışken 

3 Kasım 1918  günü Adana'dan İstanbul'a gelen  

Mustafa Kemal Paşa, ‘işgal donanmasını boğazda  

Demirlendiklerini görünce, “Geldikleri gibi giderler” dedi.  

Güle oynaya gitmediler. 

Yakarak yıkarak, öldürerek gittiler! 

Gitmemeleri için İstanbul hükümeti 

Yalvar yakar oldu. 

Mustafa Kemal’in katli vaciptir fetvası çıkarıldı. 

Her türlü saray entrikası denendi. 

Ancak  

“Isık doğudan doğar!” 

Karanlık çökmüş yurdumun üstüne 

Güneş doğmaya başladı! 

Erzurum ve Sivas kongrelerinden 

O tarihi karar çıktı“  

“Vatan bütündür asla parçalanamaz. 

Manda ve himaye kabul edilemez!” 

Bu zorlu, meşakkatli süreçte 

Tanrısal bir güç onu korudu. 

Çanakkale’de  bir şarapnel parçası kalbini değil 

Saatini parçaladı. 

Yollara kurulan tuzaklara, kendileri düştü 

Ava giden avlandı! 

O Türk milletinin soyu sopunun korunması adına 

Dünya’ya gelmişti. 

“Öldürmeyen Allah öldürmüyordu!” 

Cumhuriyet 29 ekim 1923 de kurulmadı 

1881 de ANA RAHMİNE DÜŞTÜ.. 

Hani! Olmasaydı o. 

Bugün Türkiye diye bir devlet; 

Adına TÜRK denilen millet olmazdı. 

TANRI TÜRK’Ü KORUDU! 

Cumhuriyetin 100 yılını kutladık. 

Evlere, is yerlerine, resmi kurumlara 

Bayrak astık, onuncu yıl marşını söyledik,  

Ne mutlu Türküm diye sloganlar attık.. 

Lakin 

Su uyudu! içimizdeki Cumhuriyet karşıtları 

100 yıldır göz kırpmadı! 

Bir saltanat özlemi, 

Bir seriat istenci bitmedi, bitmiyor. 

100 yılda elde edilen cumhuriyet kazanımları 

Tek tek elden çıkarılıyor. 

Çağdaşlık, devrimler, inkilaplar 

Cahilliğin kara orağı ile biçiliyor. 

İngilizler, İstanbul’dan en son 1923 senesinde, 

İzmir marşı ile gidislerini hiç unutmadılar. 

Bugün. 

“Türkiye’deki tarikatlar bizim ileri 

Karakollarımız demektedirler.” 

Karanlık bir cemaati ortadan kaldırıyorsun  

Bir diğeri 

Ortaya çıkıyor. Matruşka oyuncakları gibi. 

Dün bir AKP’li bir milletvekili 

Sayın Recep Tayyip Erdoğan, “2. Atatürk” Deyiverdi! 

Anlaşılan o ki, 

Sayın vekil, AKP büyük genel kongresini 

Erzurum ve Sivas kongresi ile karıştırmış olmalı. 

Tamam! Tayyip bey de, “Kubbeler miğferimiz, 

Minareler süngümüz! Diyerek savaşcı olduğunu ispatladı. 

Muhalefete karşı defalarca,  

Meydan muhabereleri kazandı da; 

Onun gibi Çanakkale, Trablusgarp, 

Filistin, Kafkasya cephelerine, 

Revan olunmasında epey alınacak yol var! 

Hele hele, “Kurtuluş savaşı”   

Aranın hiçbir zaman kapanmayacağın göstergesi. 

İki lider arasında fark 

Biri yaşamını yitirdikten sonra 

Kurduğu cumhuriyet, ilelebet yaşıyor/ yaşayacak. 

Allah uzun ömür versin! Sağlıklı yaşamlar dilerim 

Lakin, 

Recep beyden sonra, AK parti diye bir şey kalmayacak. 

Toz şeker gibi dağılacak! 

REALİTE ŞAŞMAZ!