Yağmur yağıyor
Seller akıyor, belediyeler
Tüm ekipleriyle çalışıyor!
Ülkede,
Metre kareye 221 kg yağmur düşerken
Kişi basına düşen kırmızı et 14.
Süt 41,
Peynir 18 kilogram.
Rakamları okuyunca gagamız düşüyor
Cepte para olmayınca
Birde buna yüksek enflasyon eklenince
Temel gıda maddelerin tüketimi,
Daha da aşağıya düşeceği kesin!
Etin aslı ot!
Yayıl kırlara, çayırlara ye Mehmet ye!
Bunları
“Nereden yumurtluyorsun” deme!
Yumurtlama tavukların işi.
Onlarda,
Gece gündüz bizler için yatıp, kalkıp
Mesai yapıyorlar!
Kişi başı,
Kendilerini yırta yırta
Yıllık 294 adet yumurta
Çıkarıyorlar.
Yağmur yağdı, şehirler felç oldu!
Kanalizasyonlar su hortumu kalınlığında
Yapılınca, 2 leblebi tanesi büyüklüğünde
Taş ile tıkandı.
Sular yollarda nehir oldu aktı!
Denizde yüz!
Karada yüz!
Adam diyor ki ben arabamı
Beşiktaşta park etmiştim.
Kız kulesi önlerinde çıktı!
Ah be güzel kardeşim!
Uçan araba olur da
Yüzen amfibik araba olmaz mı?
Felaket yağmış abi! diyor biri.
Doğru!
Felaketi öngörmezsen keklik gibi avlanırsın.
Dere yatakları evlerle dolu.
Atalarımız demedi mi
“Nehir kenarında ev alma,
Sel alır” diye
Bu ne umarsızlık? Bu ne gaflet?
Bu vurdum duymazlık niye?
Belediyelerin aklı fikri imarda.
Park bahçelerde, çiçeklerde kent estetiğinde!
Öyle ya!
Görünür, kılınır işlere imza atıp
Oy kapmak gerek!
Prestijli yollar olmazsa olmaz!
Toprağın altına yapılan,
Alt yapı işlerini kim ne yapsın?
Bir arabanın geçeceği geniş kanalizasyonlar
Ne işe yarar!
Sıçanlara villa mı inşa edeceğiz!
“sel gider, kum kalır.
Zarar, ziyan halka kalır.”
Mikrofonlara anlatın belediye başkanları.
221 kg, metrekareye yağmur yağdı,
Elimizden bir şey gelmez oldu!
Sizlerin elinden gelenleri biliyoruz
3 katlı yerleri 15 kata çıkarmak.
40-50-60 daire avanta alıp
Milletin malına ortak olmak.
221 kilogramda yağışta insanlar boğulup
Yaşamını yitiriyor.
Hep garibana mı?
Şöyle kallavi
Bir Nuh tufanı lazım.
Belediye saraylarını yüzen saray Yapacak! Yağdır Mevlam su!