Selamun Aleyküm Dostlar,
Bugün dikkat çekmek istediğim konu, toplumsal çifte standart ve algılarımızın nasıl şekillendiği üzerine. "Filistin bayrağı asanlara Arap diyenler, peki LGBT bayrağı asanlara ne diyeceksiniz!" sorusu üzerinden bir değerlendirme yapalım. Filistin bayrağını asanları belirli bir kimlikle etiketlemek, aslında sorunun köklerine inememek anlamına gelir. Filistin meselesi, mazlumun yanında yer almak, adaletsizliklere karşı durmak demektir. Bu duruşun, kimlikler üzerinden basitleştirilmesi, meselenin özünü anlamamakla eşdeğerdir.
Öte yandan, LGBT bayrağı asanlara yönelik tepkilerde de benzer bir çifte standart gözlemlenebilir. Filistin bayrağını asanları Arap olarak etiketleyenler, LGBT bayrağını asanların da otomatik olarak LGBT bireyi olduğunu mu varsaymaktadır?
Bir anekdot bahsetmek isterim.
Rusya'da, yapılan bir deney ile yola bir LGBT bayrağı konuluyor ve halkın tepkisine bakılıyor. Halk gelip geçtikçe sinir ve şiddetle yere koyulan LGBT sembolize edilen flamayı ezip, hırçın tepki verdikleri görüldü. Peki ya bizde ne yapılıyor? Onur yürüyüşü adı altında cinsiyet karmaşası yaratılıp, toplumsal çürümeye yol açan, eşitlik adı altında aile kavramı istismar ediliyor İstiklal de ezan ıslıklanıyor ve İstanbul sözleşmesi ile bu cinsiyetsizlik yasalaştırılıp ülkemizde cinsiyetsiz ve ailesiz toplum inşa edilmek isteniyor.
Sonuç olarak, meseleleri sadece semboller ve etiketler üzerinden değerlendirmek yerine, daha derin ve kapsayıcı bir bakış açısıyla yaklaşmak, toplumsal barış ve adalet için elzemdir. Her bayrak, her sembol, taşıdığı anlamlar ve mesajlarla farklıdır. Mesajı anlamayanlar o zaman kendilerine bicilen kişiliği de kabul etmesi gerekiyor.
Selam ve dua ile
Kalın Sağlıcakla...