Manisa’da bir taksi şoförünün uyuşturucu bağımlısı bir kişi tarafından gasp edilmeye çalışılması, toplumda güvenlik endişelerini artırırken, bağımlılık sorununun etkilerini bir kez daha gündeme getirdi. Toplum huzurunu zedeleyen bu tür olaylar, sadece bireysel bir suç olarak değil, bağımlılık sorununun toplumsal yansımalarından biri olarak da değerlendirilmelidir.
Uyuşturucu bağımlılığı, bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlığını tehdit etmenin yanı sıra, çevresindeki insanları da etkileyen bir durumdur. Ancak saldırıların tek nedeni bağımlılık değildir; bağımlı olmayan bireylerin de benzer suçlar işlediği göz önüne alındığında, olayın suç boyutunun ve toplum üzerindeki etkilerinin ciddiyetle ele alınması gerekmektedir. Taksiciler gibi gece gündüz emek veren, toplumun her kesimiyle temas halinde olan bireylerin bu tür tehditlerle karşı karşıya kalması, mesleki yüklerini daha da ağırlaştırmaktadır.
Bağımlılıkla mücadele ve suçların önlenmesi konusunda yürütülen çalışmaların önemini bu tür olaylar bir kez daha ortaya koymaktadır. Rehabilitasyon ve tedavi süreçlerinin geliştirilmesi, bireylerin bağımlılıktan kurtulmasına yardımcı olurken; eğitim ve bilinçlendirme faaliyetleri de bu tür sorunların kökten çözümüne katkı sağlayacaktır. Ayrıca, güvenlik önlemleriyle taksici esnafının korunması büyük önem taşımaktadır. Araçlarda kamera sistemleri, GPS takip cihazları ve acil durum butonlarının yaygınlaştırılması, olası tehditlere karşı caydırıcı bir etki yaratacaktır.
Bu olayda zarar gören taksiciye geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. Suç işleyen kişinin ise rehabilitasyon sürecine dahil edilerek topluma kazandırılması kadar, işlediği suçun karşılığında gerekli cezayı almasının da önemli olduğuna inanıyoruz. Çünkü suç ve şiddet, yalnızca bağımlılıkla değil, bireyin kendi karar ve eylemleriyle de ilişkilidir. Toplum olarak, bu tür olayların bir daha yaşanmaması için dayanışma ve bilinçle hareket etmeliyiz.
Şeyda GÖKTEN