Merhaba sevgili okurlarım, bu haftaki köşemde hiç giriş cümlesi yazmak gelmedi içimden. Bu hafta size içimi dökeceğim. 

Tarihler 6 Şubat Pazartesi’yi gösterdiğinde kara bir sabaha uyandık. Telefonu elime alır almaz aldım bu acı haberi, sonra elim televizyonun kumandasına ilişti. Bütün kanallar son dakika adı altında deprem haberini veriyordu. 

10 ilde deprem olduğu binlerce insanın can verdiğini söylüyorlardı. 

Hepimiz şok geçirdik, gerçek mi rüya mı bir süre idrak edemedik aslında. 

Sonra günler günler geçti. Hepimiz televizyon başına kilitlendik, kurtarılan her canı göz yaşları içerisinde izledik. Enkazdan kurtarılan Mihriban’ın el sallayarak ambulansa gitmesi, cam arkasında kurtarılmayı bekleyen Can’ı, 80 yaşında enkaz altında kimsem kalmadı diyerek çıkarılmayı reddeden dedeyi, Kurtarıldığında ilk isteği sarı kola olan Şengül’ü ve beni en derinden etkileyen kareyi bir babanın kızının elini ölmesine rağmen bırakmayışını ben ömrüm boyunca unutmayacağım. 

Bir baba, saatlerce soğukta kızının elini tutuyor, öldüğünü biliyor ama yavrusunun elini bırakamıyor. Gel de bırak, bırakabilirsen. 

Çok içimiz yanıyor çok. Hepimizin psikolojileri bozuldu. Televizyon kanallarını açmaya korkar olduk, kötü bir haber almamak için. 

Böyle bir dönemde biz vatandaşlar birbirimize kenetlendik, elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. ALLAH  bir daha bize böyle bir acı yaşatmasın.

Peki, bu acıyı bize kim yaşattı. Hakikaten deprem çok yıkıcıydı evet, ama sıfır binalar dahi yıkıldı, inşaat aşamasındaki binalar yerle bir oldu. Yetkililer, bu anlamda gerekli denetimleri yaptılar mı o bölgede. Ve yetkililer yine diğer illerde gerekli denetimleri yapıyorlar mı? Yapıyorlarsa neden bu kadar bina çöktü? Bu yitip giden hayatların hesabı kim verecek? 17 Ağustos depremindeki gibi bunu da konuşup belli bir süre unutacak mıyız? Bu işin ihalesi kime kalacak, gerçekten merak ediyoruz.

İşin bir de hırsız boyutu var değerli okurlarım. Arama Kurtarma ekipleri hayatlarını hiçe sayıp enkazların altında canları kurtarmak için saatlerce çalışırken, kendini bilmez alçaklar da marketleri ya da evlerde soyguna başladılar. Sizin gibi insanları Allah tarumar etsin. Keşke masumlar yerine sizin gibi hainler ölseydi. Nasıl bir vicdanınız var ki insanların canı yanarken hırsızlık derdine düştünüz? 

Kıymetli okurlarım, inşallah enkaz altında kalan canlarımız da kurtulur, inşallah bir daha böyle bir acı yaşamayız… Sağlıcakla kalın…