Merhaba sevgili okurlarım,
Geçtiğimiz günlerde Prof. Dr. Ahmet Ercan'ın bir söyleşisindeki tespitlerini Meydan'da okudum.
Ahmet hoca güzel Manisamın Alaşehir'inde büyük bir deprem beklentisi olduğunu dile getirerek deprem gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. 6.2 ila 7 arasında bir depremin yaşanması ihtimali aklıma böyle bir durumda Manisa ne hale gelir sorusunu ister istemez getiriyor. 1 aydır TV ekranlarından binde birini, sosyal mecralarda yüzde birini ancak görebildiğimiz Kahramanmaraş'ın acısı yüreğimizde kor misali ince ince sızıyorken, aynı şeyin Manisa'nın başına gelmesi ihtimali yürek yangınımızı harlıyor. Harlıyor çünkü bizim binalarımız, zeminimiz, denetlemelerimiz aynı ne eksiği var ne fazlası Maraş'tan.
Kahramanmaraş'taki, Hatay'daki, Elbistan'daki, Nurdağı'ndaki acı manzarayı memleketinde görmek ister mi insan? Diri diri toprak altında kalmayı, evini, ailesini, arkadaşlarını, anılarını toprak altında bırakmayı kim ister?
Peki biz ne yapıyoruz vatandaş olarak mesela deprem dayanıklılık testi yapıldı mı binamıza? Dask poliçeleri yenilendi mi? Deprem çantamız ya da deprem anında ne yapacağımıza karar verdik mi?
Elbette bizim kendi başımıza aldığımız önlemler yeterli olmayacak ama biz kendi üzerimize düşeni yapmalıyız. Kurumların da yapması için işin peşini bırakmazsak umuyorum ki bir şeyleri düzeltebilelim. Eşeğimizi sağlam kazığa bağlayıp daha sonra Allah'a emanet edelim çünkü kader bundan sonra kaderdir, bomboş çayıra saldığınız eşeğin başına elbette bir şey gelir ve bu kader değildir.
Vel hasıl kelam şansa yaşıyoruz sevgili okurlarım lütfen kendi alabileceğiniz önlemlerinizi alın.