İnsan denilen canlı türünün ne kadar karmaşık bir yapı olduğunu düşündünüz mü hiç? Eğer kendinizi sadece etten ve kemikten ibaret olduğunuzu sanıyorsanız yanılıyorsunuz demektir. Yeryüzünde insanda dahil olmak üzere her canlının bir enerji bedeni vardır. Hatta Rusların icat ettiği kirlian fotoğraf makinesi ile bu enerji bedenlerin yani aurayı görüntülemek de mümkün günümüzde. Doğduğumuz günden itibaren tüm yaşadıklarımız sonucu oluşan duygularımız bu eterik bedende kayıt altında. Bazen negatif duygular o kadar birikiyor ki artık enerji bedenimiz o negatif duyguyu kaldıramıyor ve ilgili organa hastalık olarak yansıyor. İbn-i Sina'nın ''Öfke karaciğeri, keder akciğeri, üzüntü mideyi, stres kalp ve beyni, korku böbrekleri yorar. Bunlar vücutta artınca ve sürekliliği var ise o organ hasta olur, kullanılmaz hale gelir.'' sözü bu teoriyi kanıtlar niteliktedir. Psikoloji bilimi iste bu tarz hastalıklara psikosomatik hastalık der. Bana göre ise hastalıklar ruhun beden vasıtası ile iletişime geçme halidir. Ruhumuz diyor ki bize''Bak artık bu duyguyu kaldıramıyorum, toparla kendini.'' Örneğin mide sadece yediklerimizi hazmetmeye yarayan bir organ değildir. Hayatın içinde yaşadıklarımızı hazmedemiyorsak ilgili organ olan mideye yansır. İlaçlar sadece o bölgedeki belirtileri bastırır ve iyileştik zannederiz çoğu zaman. Oysa o duygu oradadır , açığa çıkıp şifalanması gerekir. Tabiki doktora gidip tedavi olacağız. Eş zamanlı psikolojik destekle birlikte olduğunda çok daha güzel sonuçlar alıp hastalığın tekrarlanmasının önüne geçile bilinir.
Hastalığın duygusal sebebini bulmak için kendimize sırası ile şu soruları sorabiliriz;
1-Bu hastalık ilk ne zaman başladı? 2-O zamanlarda hayatınızda neler oluyordu? Ne yaşadınız? 3-O dönem yaşadığınız olay size negatif olarak ne hissettirdi? Bu soruya verilen cevap bardağı taşıran son damladır. Amaç ilk damlaları bulmaktır. devam diyoruz. 4- O his size ilk hangi olayı hatırlatıyor? Olaya gidin ve sormaya devam edin.5-Hatırladığınız o olayda ne hissettiniz negatif olarak ve böyle hissetmek size hayatta ne öğretti?
Hastalıklarla ilgili diğer önemli bir konuda hastalığı sahiplenmemek gerekliliğidir. Çoğu kişi farkında olmadan bunu yapar. Benim şekerim var, benim tansiyonum var gibi. Kelimelerin gücünden önceki yazılarımda bahsetmiştim hatırlarsanız. Hatalığı sahiplenmek yerine bende şeker var veya bende tansiyon var diyerek geçici oldu ve bana ait olmadığı mesajını verebilir bilinçaltımıza. Böylelikle tedavi sürecini hızlandırmış oluruz.
Sağlıcakla kalmanız dileği ile
HASTALIKLAR
Elif Yıldırım
Yorumlar