“İstila” sözü ünlü tarihçimiz Prof. Dr. İlber Ortaylı’ya ait. Ortaylı, 1000 yıllık tarih ve özellikle Anadolu, Balkanlar, Avrupa ve Rusya’daki yerleşimlerin gelişimini en iyi bilen isim.
Ortaylı İzmir için kaygılarını şu cümlelerle anlatıyor:
“1963’ten beri tanıdığım bir kenttir İzmir. O tarihte, bilhassa sıcakların bittiği eylül ayında tadına doyulmaz bir şehir olurdu.
Şirinyer (eski Kızılçullu) ve Buca tek katlı bağ evleri ve bağlarla doluydu. Buca ve Bornova’ya 19’uncu asır İstanbul’unda bile çok az görülür letafet ve zenginlikte Levanten konakları hâkimdi. Deniz kirlenmemişti. Körfez hayatiyet doluydu ve İzmir insanı kucaklayan bir sıcaklığa sahipti. Ahali cana yakındı ve Akdenizliydi.
Bu hal epey zaman devam etti. Derken imar çılgınlığı etrafı sardı. Bu güzellik milleti çekmez mi? İstanbul halkının emlak çılgınlığı İzmir ve havalisini sardı. “Ne istersen verelim kardeşim” havasıyla köy evlerine milyonlar veren çılgınlar geldi.
Ekili toprakla beton İzmir’in kırsalında mücadele halinde. Bazıları abuk sabuk fabrikalarıyla gelmeye kalkıyorlar. İzmir’in ne olduğunu anlamadıkları açık. Yerli halk bu gelenlerden haklı olarak hiç memnun değil. Şehirde alışılmamış bir pahalılık başladı. Civardaki tatlı kasabalar beton ormanına dönüştü. Tedbir alınmıyor, hatta teşvik ediliyor.
Zavallı İzmir, yeşil Türkiye’nin tek umuduydun, bakalım bu istilayı nasıl atlatacaksın?”
***
Prof. Ortaylı’nın da ortaya koyduğu “İzmir’in istilası” meselesi son 10 yılda alınan kararların izi sürüldüğünde açıkça ortaya çıkıyor.
O izlerin birkaçı bile meseleyi anlamaya yetiyor.
İzmir ve Manisa için 1/100 binlik imar planları yapıldı.
Söz konusu planlarda, İzmir’de 1400 hektar alanın imara açıldığı ortaya çıktı.
Bir başka örnek de Kent merkezinde eski tütün depolarına yapılmak istenen gökdelen oldu.
İzmir’de Çeşme, Urla, Dikili, Foça da dahil pek çok bölgede koruma kalkanı olan sit kararlarının dereceleri düşürüldü. Böylece yapılaşmaların da önü açıldı.
Çeşme ve Urla’da Turizm planları için imar plan değişiklikleri de söz konusu.
***
Çeşme Projesiyle ilgili son günlerde çok önemli ders gibi hukuk kararları alındı.
Çevrecilerin açtığı davada önce “yürütmeyi durdurma” kararı verildi.
Daha sonra Danıştay 6. Dairesi’nde esastan görüşülen davada Başsavcı ders gibi bir rapor yayınladı. Başsavcı o raporda diyok ki; 16 bin hektarın üzerinde alan halka kapatılıyor. Bu projede kamu yararı yok. Hukuka da uygun değil. Proje 1., 2. ve 3. derece Arkeolojik Sit alanlarıyla Alaçatı Kutlu Aktaş Barajı’nın havzası içinde yer alıyor. Doğal sit alanlarını ve Akdeniz Foku Yaşam alanlarını da kapsıyor.
Başsavcılık bu nedenle projenin iptal edilmesi gerektiğini söylüyor.
Çeşme Davası’nın esastan görüşülen davasında Başsavcılığın görüşü böyle.
***
İlber Ortaylı gibi dünyaca ünlü ve tecrübeli bir tarihçi bile İzmir için “istila” uyarısı yapma gereği duyuyorsa durum vahim demektir.
Ortaylı, “Bakalım İzmir bunu nasıl atlatacak?” diyor ya.
Öyle görünüyor ki İzmir bu istilayı ancak “hukuk” yoluyla atlatabilecek.