Değerli dostlar, kıymetli Manisalılar hepinize selamlar saygılar sunuyorum.
Evet dostlar, hayatımızda her zaman doğru yolda olamayabiliyoruz.
Bazen doğru bildiğimiz bir noktadan sonra kafamızda soru işareti uyandırıyor.
Acaba ne?
Neyin ne olduğunu düşünürken,maddesel olarak, görsel olarak gördüklerimizi duyduklarımızı sorgulamaya başladığımızda bir istasyonda durup kendimizi sorgulamak isteriz.
Helede kış ayı ise zemheri soğuğu ise en sıcak yer en yakın istasyondur. Otur, düşün, geleni gideni izle,analiz et,karar ver.
Tabi bu dönemler eskidendi. Şimdi İnternet var, akıllı telefonlar var.
Ama eski dönemler daha iyidi. Çünkü insan içine çıkmak, istasyonda oturmak,istasyona gitmek için yürümek.  Tanımadığın insanlarla konuşmak, insana sosyal aktivite oluyordu. Şimdi bu sistem insanları yalnızlaştırıp soğuk duygulara itiyor.
Eş,dost, arkadaştan uzaklaştırıyor.
Eskiler güzeldi, iyidi. İnsanları mertti, yiğitti.
Gelelim tren yolculuğuna.
Trene binen çok sayıda insan birbirini tanımaz. Yolculukta tanışır. Hele yol uzunsa arkadaşlık başlar, dostluklar gelişir. Zaman sonra birbirleri ile buluşmak,aşık olmak,akraba olmak gibi safhalara geçilir.
Tıpkı bugün ki siyasette olduğu gibi.
Birisi çıkar parti kurar, ona inananlar o trene binmek için birleşirler. En yakın istasyonda toplanır bir araya gelirler. Trene binerler. Trenin makinisti kaliteli olmalı zoru gördü mü treni bırakıp kaçıp gidip yolda başkasının arabasına binen tiplerden olmamalı.
Birbirlerini tanımadan bir aradalar hedefleri aynı sonları belli değil.
Sonra yukarıdaki saydığım hareketler başlar.
Ne mi olur?
Neler olmaz ki! Akıllı telefonlar olmadan önceki dostlukların hiçbiri olmazdı.
İnternet sayesinde anında değişebilir, değişik  hareketler yaparlar. İnsanlar da anında değişir ve kalleş lik yapmaya başlar.
İşte siyaset de böyle olmuş.
Birbirini tanımayan insanlar trene biner.  Sohbet yerine internetle dostluk kurarlar ve birbirlerine güven duymazlar. Oysa eskiden bu duygular yoktu. Gerçek adamlıklar vardı. Herkesin bir hedefi vardı. Şimdi ise hedefi olmayan insanlar makam mevki için, kişisel çıkar için birbirlerini satmaya başladılar.
Manisamızda olduğu gibi.
Son seçimde aday olanlar,kaçanlar, ayrılanlar neler neler.
Yeniden refah partisi adayının hareketi bir örnek olabilir.
 İyi Parti'nin Yunusemre adayı iddialı olduğunu söyleyip bu yalana genelmerkezini kandıracak kadar profesyonelce kurnazca hareket ediyor. 
Sonuç? oda Manisa Yunusemre de iyi partiye oy verenleri sattı gitti. Onu o makamlara getiren eski il başkanı Hasan eryılmazdı. Hasan GİK üyesi oldu tufan onuda satarak gıyabında söverek gitti.
Tıpkı Koray Aydın'ın teşkilat başkanlığını bıraktığı gün Koray beye sövdüğü gün gibi.
Bugün yanında olmaya çalışıyor.
Ne kadar kötü değilmi dostlar ya sövmeyecen sövdündemi asla geri dönmeyecen.
Siyaset böyle olmamalı 


Yazık oldu. Ona inananlara.
Bir de sayın Meral Akşenerin hareketlerinden sonra İYİ Parti'nin erimesi oldu. Makinist trene insanları bindirdi. Kendi makinistliği bıraktı.
Neden yaptı? Neden insanları yanlış trene bindirdi ? Madem başaramayacaktın çıkmamalıydın.
Tıpkı yereldeki adayların tavırları aynen sosyal medya gücü ile internet arkadaşlığı gibi bir araya geldiler.
Trene bindiler,kalabalık oldukları için menfaat projesi ve menfaat  birlikteliği olduğu için önceden trene binen iyi partilileri zorlayıp ilk istasyonda trenden attılar.
Partide direnenleride doğruyu konuşanlarıda zorla kimsenin haberi olmadan camdan attılar.
Adınada demokrasi deyip akılsız ve siyasi ahlaksız adamların önerisi ile tüzük deyip ihraç ettiler.

İşte ahmaklık burda başladı.
Tıpkı Ankara'da olduğu gibi Manisa'da aynı hareketle Yunusemrede ve Şehzadeler de birer aday çıkardılar hayatlarında hiç bir başarısı olmayan tecrübesiz iki başkan adayı kendilerini bulutların üstünde gördüler.
İnternet grubu arkadaşlarıyla birlikte bu hayale kendileride inandı. Haşa Manisa'ya yağmuru biz yağdırırız, biz güneşi bırakırız. Manisa ısınsın aydınlansın diye.
Bu ego bu kaprisle birbirlerininde aleyhine çalıştılar. Manisa'nın abisi iyi partiden ben olacam diye. Gizli gizli birbirlerinin önüne taş koydular.
Dediler ki ilçede bana oy verin büyükşehirde kime verirseniz verin.  Bana oy verin öbürü yapamaz diğeri bana oy verin o yeni geldi hedefi belli dediler.
İkiside aynı yöntemle çalıştılar. Hatta birisi, ben çok gencim yakışıklıyım bana oy verin dedi. Sanki millet podyuma manken çıkaracak.
Ne kadar basit kelimeler.
Halk akıllı, kimin zeka seviyesi ne durumda hemen anlıyor.
Olan tertemiz Gürhan hocaya oldu. Yiğit adam, olsun hocam takma kafana.
Sen trene binen dostluk grubundansın.
İnternet grubu değilsin 
Bu grup istasyonda bindiler. İlk istasyonda trenden indiler.
Bunlar istasyonda dostluk kurmak için toplanmadı. Menfaat grubu olarak toplandı.
Dostluk grubu olarak toplananlar trene bindi devam ediyorlar.
Siz kafanızı çarpın, biz nerde yanlış yaptık?
Şahini ve kartalı takip ederseniz sizi ava götürür.
Kargayı takip ederseniz sizi çöplüğe götürür.
Şahinlere sahip çıkanlar kazançlı çıktı.
Kargaya güvenenler çöplükte kaldı.
Geçen bir ortamda, Gürhan hocam dedi ki Semih beye helal olsun.
Devamını yazmayacağım. Reklam olmasın.

NOT:Bindiğiniz trende kargalar çoksa kötü ses ve eylemleriyle sizi huzursuz ediyorsa ilk istasyonda inin.
Yoksa sonraki istasyonlarda inerseniz ilk istasyona uzak kalırsınız.
Kalın sağlıcakla.