Yaşadığımız ülke ve bölge itibari ile hepimiz deprem riski taşıdığımızı kabul etmeliyiz. Bu riski bilerek gerekli önlemleri doğru bir şekilde alabiliyor muyuz?

Birazdan sizlerle paylaşacağım bilgilerde DASK’ın doğru şekilde anlaşılamadığı ya da çoğumuzun eksik bilgilerle hareket ettiğini anlatacağım.

Dask, zorunlu deprem sigortası kapsamında depremin etkileri ile oluşabilecek zararlara karşı mülkünüzü sigortalama olanağı sunuyor. Deprem sonrasında görülebilen yangın, tsunami, su baskını, infilak ve yer kayması gibi olayların meydana getirebileceği maddi kayıplar, poliçeniz içeriğinde karşılanıyor.

Poliçede belirtilen sınırlar içindeki tüm zararlar, DASK tarafından nakdi olarak ödeniyor. Depremden sonra binanız üzerinde oluşan kısmi zararlar da güvence altına alınıyor.
Yapı bütünlüğü ve konsrüksiyon açısından ele alındığında; bina temelleri, kolonlar, ana duvarlar, istinat duvarları, bahçe duvarları, zemin blokları, tavanlar, balkonlar, asansörler, çatılar, bacalar ve yapıyı birleştirici diğer tüm parçalar teminat kapsamına giriyor.

Eşyalarınızı ayrıca güvence altına almak isterseniz onun içinde ayrıca konut sigortası yapılıyor. Daha sonra konut sigortaları ile ilgili de yazacağım.

6 Şubat depremi ve İzmir depremi sonrası konut sahiplerinin zorunlu deprem sigortası ile ilgili ödeme alamadıkları ve hatta eksik ödeme aldıkları konusu gündeme gelmişti. Nasıl olmuştu da Dask yaptırdıkları halde bu ödemeyi alamamışlardı o dönemde hep merak etmiştim.

Geçtiğimiz günlerde youtube üzerinden yayın yapan Sigorta Ekranı isimli kanalda, Türk Reasürans Genel Müdürü Selva Eren, konuk oldu. 6 Şubat depremi ile ilgili 628 bin adet Dask dosyası bulunduğunu ve 39,5 milyar TL gibi bir ödeme yapıldığını iletti. Eren, bu deprem ile ilgili ödemelerin devam ettiğini de açıkladı.

Büyük depremler nedeni ile 2025 yılı içerisinde güncellenmiş bir Dask sigortası olan zorunlu afet sigortasının da devreye alınacağını şimdiden duyurmuş olalım. Keza eski hali ile zorunlu deprem sigortasının çok da ciddiye alındığını düşünmüyorum.

Toplumun geneline bakarsanız genellikle elektrik, su, doğalgaz abonelikleri için yapılan Dask poliçesi bulunduğunu görüyoruz. Minimum kaç metrekare olarak veriliyorsa o kadar Dask yaptıran sigortalılar var. Örneğin 120 m2 taşınmazınız var. 50m2 olarak Dask yaptırabiliyorsunuz.

Bu hali ile ‘Olsun da nasıl olursa olsun’ mantığı devreye girmiş oluyor. Oysaki bu durumla ilgili yasa çok açık. Zor bir durum anında sigortanın size ödeme yapabilmesi için konut kaç metrekare ise onun üzerinden bir dask poliçesi yapılması gerekiyor.

Önemli olduğunu düşündüğüm bir başka konu daha var.2014 yılından sonraki bütün yapılar dijitale aktarılmış olup sistemde taşınmazın kaç metrekare olduğu belli olması vesilesi ile gerçek metrekare ne ise onun üzerinden sigorta yapılabilir durumdadır.

Ancak 2014 öncesi yapılar dijital aktarımı yapılamadığı için sistem üzerinde minimum metrekare olarak görünmektedir. Hali hazırda Dask poliçeniz var ise mutlaka kontrol etmelisiniz.

Sigortacınız ile görüşüp konutu gerçek metrekare üzerinden güncelleme yaptırarak doğru metrekare üzerinden poliçenizi yeniletebiliyorsunuz.

Yapılan DASK poliçenizde konutun metrekaresi dahil olmak üzere, binanın yapılış şekli, kaç katlı olduğu, bina inşa yılı gibi başlıkları mutlaka kontrol etmelisiniz.

Taşınmazlarınızın resmi evraklarında bulunan metrekare ne ise o metrekare üzerinden DASK poliçenizin olması, istenmeyen bir durum anında bürokratik işlemlerinizin daha hızlı ilerlemesini sağlayacaktır.

Zorunlu deprem sigortası DASK, 2025 yılı içerisinde hazırlanan yeni yasa ile zorunlu afet sigortası (ZAS)  olacaktır. Yeni çıkan yasanın da detaylarını inceleyip için ayrıca bir yazı daha yazacağım.

Ülkemizde yaşanan depremlerin devam olasılığının bulunduğunu unutmayalım. İlk anda sevdiklerimizin canına önem verdiğimiz kadar, yaşamımızın devamını sağlayacak önlemleri de baştan almamız gerekiyor.

Sağlıkla Kalın.