Doğuştan, bir hastalık nedeniyle veya bir kaza sonucu bedensel veya ruhsal bozukluğu olan insanlara engelli denir.
 Her insanın aslında birer engelli adayı olduğunu unutmaması lazım. Engellilere acımak yerine, onları hayata bağlayacak davranışlarda bulunup yaşamlarını kolaylaştırıp mutlu olmalarını sağlamalıyız.
Tüm dünyada olduğu gibi, yurdumuzda da engellileri koruyucu kanunlar vardır. Bir işte çalışan engelliler, engellilik durumuna göre ya gelir vergisi ödemezler ya da indirimli gelir vergisi öderler, Yaşamlarını kolaylaştırmak amacıyla yurt dışından ithal ettikleri araç ve gereçlere gümrük vergisi ödemezler, Çalışan engellinin istediği zaman erken emekli olma hakkı bulunmaktadır.
Çalışmak, bir işe yaradığını hissetmek her insan gibi engelli vatandaşlarımızı da mutlu ederek yaşama dört elle sarılmalarını sağlayacaktır. Engelli vatandaşlarımız da yaşamlarını sürdürebilmek için çalışıp para kazanmak zorundadırlar.  Bedensel engelli kişilere acımak ve onların durumu karşısında duygulanmak, onların sorunlarına hiçbir çözüm getirmez. Her engellinin yapabileceği bir iş mutlaka vardır, Onlara iş vererek mutlu olmalarını sağlamalıyız, Yasalarımız, her yüz işçi çalıştırılan bir iş yerinde, iki engelli işçi çalıştırılmasını zorunlu kılmıştır.
Yurdumuzda; görmeyen, işitmeyen, hareket edemeyen, zihinsel ve ruhsal dengesi bozuk birçok vatandaşımız bulunmaktadır. Bedensel bir özrü ya da zihinsel bir bozukluğu olan bazı çocuklarımız için daha özverili davranmalıyız. Yapacağımız her yanlış davranışın, bu çocuklar üzerinde olumsuz bir etki bırakacağını unutmamalıyız.  Öğretilen şeylerin ve öğretme yöntemlerinin öbür okullardan farklı olduğu okullara gitmeleri gerekir.  Eğitim konusunda belirttiğimiz gibi, toplumu tasarlarken, bir toplum modeli ortaya koyarken, içinde yaşanılan fiziksel çevreyi de o toplumun içinde yaşayan herkesi düşünerek tasarlamak gerekir.
Engelli olmak, insanlığın ortak sorunudur.