Tüm TV’ler de, internet üzerinde ve sosyal medya sitelerinde Kadınlar Günü dolayısıyla yapılan reklam ve bilgilendirme çalışmaları.
Normal bir şekilde baktığınız da sanatsal ve dikkat çekme anlamında başarılı diyebilirsiniz ki yapımlar ucuz maliyetli değil cidden bütçeden kısıtlama olmadan yapılan işler. Ancak ruhu olmayan madde üstünde kalan eserler.
Marka ve firma ayrımı yapmadan yani ayırt etmeden eleştirimi yapacağım çünkü tüm çalışmaların görüntü başarılı olsa da manen ruhu olmayan eserler.
Ruh nedir ya da Ruhu nedir derseniz şunu derim güzel bir ev ama içinde oturan yok, güzel bir araba ama içinde motoru yok.
Sadece bayanların erkeklerle aynı işleri yapabileceğinin aşılandığı bunun empoze edildiği. Bayanı nasıl evden çıkarırız da aile ortamını ortadan kaldırırızın mücadelesini veriyorlar.
Kuryeci bayan figürü akaryakıt istasyonunda pompacı bayan figürü bunları çoğaltmak mümkün. Ama hiçbir reklamda şuna yer verilmemiş Aileyi aile yapan unsurun kadın olduğuna. Bir evladın ailesine en muhtaç olduğu zamanda anne işte. Çoğu aile de çiftler birbirini göremiyor vardiyalı çalışmaktan. Birisi işten geliyor diğeri işe gidiyor. Ama olsun ailenin ne önemi var kadın aile de değil çalışma hayatında olmalı. Yoksa maazallah eşitlik elden gider.
Buradan bayanların çalışmasına karşı olduğum filan anlaşılmasın. Ben kadınların makul şartlarda makul işlerde çalışabileceğini anlayabilirim. Ama gecenin bir yarısında eşi ve çocuğu evde otururken kalkıp da eşitlik bayan çalışması adı altında bir benzin istasyonunda pompacılık yapmasına karşıyım. Vardiyalı bir fabrikada gece çalışması taraftarı değilim.
Gündüz çalışılabilecek işlerde elbette çalışabilir. Ama kadının en önemli işi gelecek nesilleri emanet edeceğimiz evlatlarımızı çocuklarımızı yetiştireceği evlerdir. Bir çocuğa verilebilecek en güzel hediye annenin hazırladığı sabah kahvaltısı ve akşam yemeğidir aile bireylerinin tamamının katıldığı. Çocuklar bu sıcaklığı anneden alırlar. Küçük yaşta okul ile tanışan çocukların gittikleri mekteplere neden Anaokulu deniliyor zannediyorsunuz Anne şefkatiyle sahip çıkılacakları için.
Alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) Veda Hutbesinde kadınlar için bizlere şu nasihatte bulunmuştur;
“Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta Allah’tan korkmanızı tavsiye ederim. Siz kadınları Allah’ın emaneti olarak aldınız. Onların namus ve iffetini Allah adına söz vererek helâl edindiniz. Dikkat edin! Sizin kadınlar üzerinde hakkınız olduğu gibi onların da sizin üzerinizde hakları vardır. Sizin onlar üzerindeki hakkınız iffet ve namuslarını korumalarıdır. Kadınların sizin üzerinizdeki hakları geleneklere uygun biçimde yiyecek ve giyeceklerini sağlamanızdır. Kadınlar hususunda Allah’tan korkun ve onlara en iyi şekilde davranın.”
Kadınlar elbette çalışma hayatında olmalıdır. Okumalıdır. Doktor, öğretmen, mühendis olmalıdır. Ama yine tekrarlıyorum eşitlik bizler de her işi yaparız mantığıyla aileyi ikinci plana itip bir benzin istasyonunda pompacı olmamalıdır. Bu sadece bir örnektir kadın ailenin omurgasıdır. Kadın evden uzaklaştı mı o evin ruhu ortadan kalktı demektir. Son yıllarda ki boşanma davalarını incelediğiniz de boşanmaların altında bu nedenler yatmaktadır. Çiftlerin birbirlerini görememez oluşu aralarında ki bağın kopmasına zamanla da boşanmaların artmasına sebep olmaktadır.
Şuan da mevcut düzende yapılan ve sergilenen tüm reklamlar nasıl yaparız da kadını aileden koparırız onu evin dışına çıkarırız olmuştur. Hiçbir reklamda aile kavramını ya da aile den bahseden bir bölüm gördünüz mü göremezsiniz.
Çanakkale’den geçemeyenler önce çanak antenden geçmişler ve yıkılamayan aileyi yıkmak adına sözde eşitlik adı altında son kalemiz aileyi hedef almışlardır.
Bu kale de düştüğünde kimliğimiz ve geleceğimiz tamamen ortadan kalkmış olacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Aileyi ön planda tutan tüm kadınların 8 Mart dünya kadınlar gününü kutluyorum.
Selam, Dua ve Muhabbetle.