İslamiyet’te Ruhban sınıfı yoktur diyerek başlayalım bu hafta ki yazımıza. Şimdi bu da nereden çıktı dediğinizi duyuyorum. Bunun cevabını yazının sonuna doğru vereceğim.
Sınıfsal ayrılıklar ya da imtiyazlı zümreler ibadetlerde öncelikler rütbe ve makam farklılıkları bunların hiçbiri İslamiyet’te yoktur. Kelime-i Şehadet getiren herkes eşittir ancak takvada birbirlerine üstünlük sağlayabilirler bunu da ancak Allah bilir bizler değil.
Bu anlamda kimsenin kimseden bir ayrıcalığı bir üstünlüğü bir farklılığı yoktur.
İslamiyet’in sınıfsal farklılıkları yani ruhban sınıfını ortadan kaldırdığının en büyük delili namaz esnasında hiçbir makam mevki gözetmeksizin amirin memurun genel müdürün her türlü dünyalık rütbelerin bir tarafa bırakılarak hiç tanımadığı kişilerle aynı safta yer almasıdır.
Allah’ın huzurunda dünyada ki rütbelerin bir önemi yoktur. Nasıl ki bir Belediye Başkanının kıldığı namaz ile bir beden işçisinin kıldığı namaz arasında bir fark olmadığı gibi.
Aslında halkla ilişkiler anlamında yönettiği ya da idare ettiği tebaa ile onların halinden anlamak onlarla bir arada olmak için Cami Cemaatinden olmak onların sorunlarını yerinde tespit etmek çat kapı ziyaretler yapmak bir idarecinin asli görevidir.
Yani uzun lafın kısası Vali’de olsan Cami’de protokol yapamazsın, yer ayırtamazsın. Ya önceden gelip en ön safı kapacaksın ya da geldiğinde neresi boş ise oraya geçip oturacaksın. Hem hizmete talip olacaksın hem de ruhbanlık yaptıracaksın. Böyle bir İslamiyet yok.
Geçtiğimiz hafta Cuma günü Cuma namazını kılmak için Muradiye Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yapımı devam eden Camii kısmı ibadete açılan Yeni Karaköy Kur’an Kursu Camiine yolumuz düştü.
Ezan-ı Muhammedi’nin okunmasına tahmini 20 dakika falan vardı. İçeriye girdik arkadaşlar ile mihrabın önüne doğru geldiğimde birinci safta hemen imam efendinin arkasına konulmuş seccade dikkatimi çekti. İlk önce dedim kendi kendime kürsüde vaaz eden hoca efendinin olmalı galiba bu seccade diye ama sonra işin rengi anlaşıldı.
Cami dolmaya başladı tabi corona tedbirlerine göre doluluk. Sonra bir koruma polisi gelerek hemen seccade değiştirildi. Cami de bir anda bir hareketlilik tabi bu arada cemaat boş yer arıyor bakınıyor bulan oturuyor bulamayan yani ruhban sınıfına dahil olmayanlar ya caminin dışına ya da artık üst katta yer varsa deyip şansını orada deniyor.
Ezan-ı Muhammedi okundu okunacak derken seccadenin sahibi geliyor ve kendisi için önceden ayrılan rezerve edilen baş köşeye oturuyor. İbadetini yapıyor namazını kılıyor. Allah kabul etsin inşallah.
Ama benim için bu profil bu davranış bu hareket kesinlikle olmaması gereken bir davranıştı. Bizlere örnek olması gereken insanların bu şekilde sadece Cami’de değil her türlü yerde sınıfsal ayrımcılıklar uygulaması hem hoş olmayan bir davranış hem de etik olmayan bir harekettir.
Ki Allah’ın huzurunda Vali’de birdir tarla da ırgatlık yapan da birdir. Allah’u Ekber deyip huzura durduğunuz da ki tekbirin manası dünyayı elim tersiyle geriye bıraktım diyebilmektir.
Sürçi lisan ettiysek affola.
Selam, Dua ve Muhabbetle…
Sınıfsal ayrılıklar ya da imtiyazlı zümreler ibadetlerde öncelikler rütbe ve makam farklılıkları bunların hiçbiri İslamiyet’te yoktur. Kelime-i Şehadet getiren herkes eşittir ancak takvada birbirlerine üstünlük sağlayabilirler bunu da ancak Allah bilir bizler değil.
Bu anlamda kimsenin kimseden bir ayrıcalığı bir üstünlüğü bir farklılığı yoktur.
İslamiyet’in sınıfsal farklılıkları yani ruhban sınıfını ortadan kaldırdığının en büyük delili namaz esnasında hiçbir makam mevki gözetmeksizin amirin memurun genel müdürün her türlü dünyalık rütbelerin bir tarafa bırakılarak hiç tanımadığı kişilerle aynı safta yer almasıdır.
Allah’ın huzurunda dünyada ki rütbelerin bir önemi yoktur. Nasıl ki bir Belediye Başkanının kıldığı namaz ile bir beden işçisinin kıldığı namaz arasında bir fark olmadığı gibi.
Aslında halkla ilişkiler anlamında yönettiği ya da idare ettiği tebaa ile onların halinden anlamak onlarla bir arada olmak için Cami Cemaatinden olmak onların sorunlarını yerinde tespit etmek çat kapı ziyaretler yapmak bir idarecinin asli görevidir.
Yani uzun lafın kısası Vali’de olsan Cami’de protokol yapamazsın, yer ayırtamazsın. Ya önceden gelip en ön safı kapacaksın ya da geldiğinde neresi boş ise oraya geçip oturacaksın. Hem hizmete talip olacaksın hem de ruhbanlık yaptıracaksın. Böyle bir İslamiyet yok.
Geçtiğimiz hafta Cuma günü Cuma namazını kılmak için Muradiye Organize Sanayi Bölgesi içerisinde yapımı devam eden Camii kısmı ibadete açılan Yeni Karaköy Kur’an Kursu Camiine yolumuz düştü.
Ezan-ı Muhammedi’nin okunmasına tahmini 20 dakika falan vardı. İçeriye girdik arkadaşlar ile mihrabın önüne doğru geldiğimde birinci safta hemen imam efendinin arkasına konulmuş seccade dikkatimi çekti. İlk önce dedim kendi kendime kürsüde vaaz eden hoca efendinin olmalı galiba bu seccade diye ama sonra işin rengi anlaşıldı.
Cami dolmaya başladı tabi corona tedbirlerine göre doluluk. Sonra bir koruma polisi gelerek hemen seccade değiştirildi. Cami de bir anda bir hareketlilik tabi bu arada cemaat boş yer arıyor bakınıyor bulan oturuyor bulamayan yani ruhban sınıfına dahil olmayanlar ya caminin dışına ya da artık üst katta yer varsa deyip şansını orada deniyor.
Ezan-ı Muhammedi okundu okunacak derken seccadenin sahibi geliyor ve kendisi için önceden ayrılan rezerve edilen baş köşeye oturuyor. İbadetini yapıyor namazını kılıyor. Allah kabul etsin inşallah.
Ama benim için bu profil bu davranış bu hareket kesinlikle olmaması gereken bir davranıştı. Bizlere örnek olması gereken insanların bu şekilde sadece Cami’de değil her türlü yerde sınıfsal ayrımcılıklar uygulaması hem hoş olmayan bir davranış hem de etik olmayan bir harekettir.
Ki Allah’ın huzurunda Vali’de birdir tarla da ırgatlık yapan da birdir. Allah’u Ekber deyip huzura durduğunuz da ki tekbirin manası dünyayı elim tersiyle geriye bıraktım diyebilmektir.
Sürçi lisan ettiysek affola.
Selam, Dua ve Muhabbetle…