Taşın altına elimizi koyacağımızı söylemiştim. HDP İzmir il binasında gerçekleştirilen menfur saldırıyı kınıyorum. Tüm benliğimle iliğimle kemiğimle kınıyorum ve sorumluların sorumluların diyorum ben bu olayın sadece bir kişinin canım sıkıldı PKK’yı sevmiyordum gittim rastgele ateş açtım yaptım demesiyle kapanacak bir konu olduğuna da inanmıyorum.
 
PKK’yı Türkiye Cumhuriyetinde yaşayıp seven yoktur olduğuna da inanmıyorum. Ama nasıl geçmişte Sağ-Sol olaylarından beslenenler olduysa son 40 yıldır da Kürt-Türk adı altında PKK ile mücadele ediyoruz. Ve en anlaşılmayan biz bu coğrafyalarda bin yıldır Kürt kardeşlerimizle beraber yaşıyoruz.
 
Yani bizi Kürt kardeşlerimizle bir sorunumuz yok bugüne kadar da hiç olmadı. Herkesin ailesinde mutlaka bir Kürt kardeşimizle akrabalık var. Kız alıp vermişliğimiz var bir elmanın iki yarısı, et ile tırnak gibiyiz. Bu coğrafyalar Şark cephesinde Egeli. Garp cephesinde Doğulu kardeşlerimiz bu ülkenin bölünmez bütünlüğü için şehadet şerbetini içti.
 
Şimdi aramıza sokulmak istenen nifak tohumları ile bu kardeşliği bozmak için ülke içinden ülke dışından yüz yıldır uğraşıyorlar. Osmanlının çöküşü ve yıkılması ile başlayan ayrılık tohumları bugüne kadar geldi. İstenilen tek şey bu toprakların batılı emperyalist güçlerin yeni sömürgeleri olması.
 
Hemen başınızı kaldırın ve komşularınıza bakın Afganistan, Irak, Suriye, Libya, Lübnan, Mısır bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Hepsi batının özgürlük getireceğiz diye müdahale ettiği yerler. Ne özgürlük geldi ne de medeniyet ne refah seviyeleri arttı ne de gelirleri. Ellerinde ne varsa hepsi gitti harap olmuş şehirler yiten hayatlar annesi babasız kalan çocuklar.
 
Şimdi bunların hepsi bizim ülkemizde oynanmak istiyor. Bunun içinde en zayıf halka olarak Kürt-Türk kavgası üzerinden yol almak istiyorlar. Bizim derdimiz Kürt kardeşlerimizle değil onların da bizimle derdi yok. Bizim ülke olarak bir PKK sorunumuz var. Onun da muhatabı son seçimlerde %11,70 oyla 5 milyon 865 bin 977 kişinin oyunu alarak meclise giren HDP olmamalıdır.
 
Anayasal hak olarak seçimlere giren her seçim döneminde devletten seçim yardımı alan bir siyasi oluşumu suç örgütü kabul edip ona saldırmak vatandaşların görevi değildir. PKK ile herkesin sorunu var. Bireysel anlamda dağa çıkıp PKK ile mücadele etme şansımız yok biz gerilla devleti değiliz. Çok istiyorsunuz PKK ile mücadele etmek Milli Savunma Bakanlığına, İç İşleri Bakanlığına dilekçe verirsin ben terörle mücadele de vatanıma faydalı olmak istiyorum dersin onlarda uygun görürlerse seni değerlendirirler. Yok ben kafama eseni yaparım dersen de sana gerekeni yaparlar burası muz cumhuriyetı değildir. Burası Türkiye Cumhuriyetidir. 7 düvelde adaleti ile nam salmış savaşta bile kadına çocuğa dokunmama ahlakı ile mücadele eden şerefli bir devlettir Millettir.
 
HDP İzmir İl Binasında gerçekleşen saldırı sonrasında annesinin rahatsızlığı sonrasında bir günlüğüne onun yerine işe giden Deniz Poyraz’ın suçu neydi?
 
İnsanlığımız ve imtihanımız burada başlıyor. Sepetin içinde ki cevizlerle bademleri karıştırmadan yumurtaları kırmadan yolumuza devam etmeliyiz. Bu coğrafyanın Edirne sınırında ki kaya parçası da Arda’sı da Hakkari’nin sınır taşı da Fatma teyzesi de bizimdir bizdendir.
 
Kimse annesinin babasının kim olduğunu seçme hakkına sahip değildir. Ama herkes vatanının bölünmez bütünlüğü için mücadele etme hakkına sahiptir.
 
Tu çawa yî bira ( Kardeşim nasılsın ) demeyi öğrendiğimiz zaman aslında tüm sorunlardan kurtulacağız. O zaman aramızda ki bağ kopmayacak koparılamayacak şekilde kuvvetlenmiş olacaktır.
 
Deniz Poyraz kardeşimize Allah’tan rahmet diliyorum sevenlerine ve ailesine sabırlar niyaz ediyorum.
 
Konuşursak konuşabilirsek her şeyi çözeceğimize inanıyorum.
 
Yeryüzünü bir çocuğun gülüşünde ki mutluluk kurtaracağı inancını taşıyorum bunun içinde iyilik ve güzellik adına ne yapılacaksa hep beraber yapmalıyız.
 
Selam, Dua ve Muhabbetle.