2021 yılını geride bırakmış bulunmaktayız. Yeni yıla merhaba derken aynı zamanda yeni zamlara merhaba demiş olduk. Yeni yılın ilk saatlerinden itibaren doğalgaza meskende %25 sanayide %50elektirik üretiminde %15, elektrik tarifesinde ise %50-%130 arasında geçerli olacak zamla merhaba dedik. Ayrıca akaryakıt, yol-köprü geçiş ücretleri, pasaport harçları vb. birçok vergi kalemine yüksek oranlarda zam gelmiş oldu. Şimdiden yeni varyantların gölgesinde girmiş olduğumuz yeni yılın tüm dünya için hiçte kolay olmayacağı görülmektedir.


Bizim için kronikleşmiş bir sorun olan enflasyon sorununa tüm dünya 2021 yılında yeniden merhaba demiş oldu. 2021 yılında tedarik zincirindeki aksaklıklardan kaynaklı olarak görülen enflasyon 2022 yılının ilk çeyreğinde düşeceği tahmin edilirken, 2021 yılının son zamanlarında bu sorunun kısa bir sürede ortadan kalkmayacağını Fed kabul etmiş oldu. Yeni yılda Fed in faiz artırımına gitmesi ve birçok ülkenin sıkılaştırıcı para politikasına yönelmesi kesin gözüyle bakılıyor.


Türkiye özelinde inceleyecek olursak 2021 yılı ekonomik açıdan birçok şaşırtıcı adımların atıldığı bir yıl oldu. Ekonomi ile ilgili otoritelerde yaşanan  değişimler, terk edilen politikalar, yüksek borçlanma ve kurlardaki dalgalanmalar bu yıl  ekonomide dikkat çeken önemli başlıklar oldu. Türkiye 2022 yılına yüksek borç(170 milyar usd), yüksek enflasyon, yüksek kur, milli gelirdeki düşme sorunlarıyla girmiş oldu. Dünyadaki fiyat artışları hammadde ve yatırım malı ithalatı yüksek olan Türkiye’yi diğer ülkelerden daha fazla etkilemiş oldu.


2021 yılında 18,50 seviyelerine kadar gelen döviz kuru hükümetin kur korumalı vadeli mevduat sistemi  formülüyle bir anda 10,40 seviyelerine kadar düştü. En son da 2021 yılını 13,25 seviyesinden kapatmış oldu. MB nin yıl sonu kur hedefi ise sürekli değişim yaşadı. Maliye bakanın yaptığı açıklamaya göre bu sisteme 58,9 milyar TL para yatırılmış. Yaklaşık 4,4 milyar usd. Döviz kurlarındaki düşmeye rağmen akaryakıt ve diğer hammadde fiyatlarına indirim beklenirken yeni zamlar eklendi. Burada enflasyon için önemli bir belirleyici olan beklentilerin yönünün kurlarda yukarı doğru olacağı yönde tahmin edildiği için bir indirime gidilmediğini söyleyebiliriz.



Döviz kurları ve enflasyon arasında sıkı bir ilişki vardır. İkiside birbirini etkilemektedir. 
  Kurlar artınca enflasyon, enflasyon artınca da kurlar artar.                                               
 Kurlardaki yükselme yerel para biriminin değerini düşüreceği için ithal girdinin fiyatını, dolayısıyla maliyetleri ve ürün fiyatlarını arttıracaktır.                                                     
  Enflasyondaki artış ülkede üretilen malın maliyetini arttırdığı için yabancı ucuz mallar daha cazip hale gelecek, daha ucuz yabancı mala talep arttığı için milli para değer kaybetmeye devam edecektir. Görüldüğü gibi bu  iki konuyu birbirinden ayırmak, ayrı düşünmek mümkün değildir.

Ayrıca vergilerdeki artış tüketicin alım gücünde düşürücü etki yaratmış olacaktır.