Hayat bazen öyle tuhaf ve komik bir hale gelir ki biz bile neler yaşadığımıza inanamayız. Olayları gülerek mi yoka ağlayarak mı tepki versek diye düşünür kalırız belli bir süre. Mesela sabahları  alarmı 5-10 kez erteleriz ama yatmadan önce kendimize de verdiğimiz ilk söz ’Sabah erken kalkacağım’ olur.

Fakat bu "erken" kalkma kararı, özelliklede tatil günlerimizde genellikle öğle saatlerinde bir kahve eşliğinde "bugün bir şeyler yapmalıyım" düşüncesine dönüşüyor. O kadar çok şey planlıyoruz ki, sonunda hiçbir şey yapmadan akşam oluyor.

Tabii ki hayatın en güzel yanlarından biri ise en beklemediğimiz anda karşımıza çıkan bizi güldüren, sevinçten ağlatan ve bir o kadar da komik olan olaylar. 
Düşünsenize, sabah işe yetişmeye çalışırken, yolda bir kedinin "büyük bir karar anı" yaşadığına tanık oluyorsunuz. Kedinin o ciddi bakışı, sanki hayatının en önemli adımını atacakmış gibi. O an, bir saniye içerisinde hayata dair tüm sorular aklımızın bir köşesinden film şeridi gibi geçmeye başlıyor: "Acaba biz insanlar ne kadar ciddiyiz?" diye soruyorsunuz kendinize. 

Tabii ki bu konu tartışmaya kapalı. Asla kediler kadar ciddi olamayacağımız kesin. Onlar ile asla yarışamayız çünkü onlar her an en doğru kararı veren, özgür ruhlar.
Gün boyunca rastladığınız her "minik komedi" olayına gülüp geçmek, hayatın karmaşasında biraz daha rahat hissettiriyor.
Sonuçta, hayatın kendisi bir komedi; bizler de en iyi komedyenleriyiz! Ama unutmayın, komedi de zor bir iş, gülmek her zaman kolay değil.