Kabardığında Türk milletinin 

Ayranı, 

Duyun, okuyun kelimelerden bayramı! 

Söylerken ağızda tat bırakan. 

Duyarken kulağın pasını silen, 

Ruhu fıkır fıkır kaynatan, 

Bedeni yerinde durdurmayan 

Aklı bastan alan sözleri. 

Galeyana getirecek nutuklarda 

Dil fren tutmaz. 

Ses telleri zarar görse de 

Bağır, çağır konuşmalar! 

A ülkesi ile sorun mu var? 

B Ülkesi uslu uslu oturmuyor mu? 

C ülkesi, teröristlere destek mi sağlıyor? 

“Bu kadar yürekten çağırmayın bizi! 

“BİR GECE ANSIZIN GELEBİLİRİZ” 

Öyle ya! Baskın basanın, 

Zafer kılıç, kalkanın. 

Neredeyse coğrafyamızda  

“bir gece ansızın gelebiliriz “  

Sarkısını söylemediğimiz ülke kalmadı… 

Çağımızda top tüfek ile değil savaşlar 

Sazla, sözle, sarkı, türküyle! 

Ne zaman mehteranı duysam 

Tüylerim diken diken olur 

Saç tellerim balon değse patlar! 

Kulaklarımda gaipten bir ses. 

Yine de şahlanıyor  

Aman- kolbaşının -yandım da- kıratı. 

Görünüyor  

Yandım aman- bize sefer yolları 

Davullar çalsınlar  

Aman/aman da- cengi cengi de harbiyi. 

Görünüyor  

Yandım aman- bize zafer yolları! 

Tez atımı hazırlayın! diye  

Haykırdığım çok olmuştur. 

Milli duygularım kabarmış 

Bir an Viyana kapılarına dayandığımı 

Hayal etmişimdir.… 

Bitmeyecek/ bitmez bende bu “VİYANA KAPILARI” 

Özlemi. 

Atalarımdan genetik miras. 

Namık Kemal’in mısralarında yazdığı 

Gibi 

“Felek her türlü esbâb-ı cefasın toplasın gelsin. 

Dönersem kahpeyim  

Millet yolunda bir azimetten!” 

(Felek,  

Her türlü eziyet yollarını toplasın gelsin.  

Millet yolunda  

Hizmetten dönersem kahpeyim!) 

Kıbrıs Barış harekâtı günleriydi. 

Toplum savaşa hazırlanıyordu. 

Televizyonlarda, radyolarda sürekli 

Serhat türküleri çalıyordu. 

Askeri birliklerde komutanlar 

Askerlerine de bol moral motivasyonlu  

Psikolojik yöntemlerle 

Aynı isi yapıyorlardı. 

Askerler tek tek ayağa kalkıp 

Konuşturuluyordu. 

- “Vatan için canım feda!” 

- “Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır 

Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır." 

İçlerinden bir tanesi 

“Allah nasip ederse 

Yarın sabah çorbalarımızı Atina da içeceğiz!” 

Hurra! 

Kepler havada! Sevinç göz yasları. 

Suriye de iç savasın başladığı 

Günlerde milyonlarca insan  

Topraklarını terk edip Ülkemize 

Sığınıyordu. 

Durumdan vazife çıkaran 

Savaş severler, 

“Namazımızı Sam’daki Emevi camiinde 

Kılacağız!” demeye başladılar. 

Yasayıp gördük  

Namazı Emevi camiinde değil  

Suriyeler ile birlikte  

İstanbul da ki “Sultan Ahmet Camiinde kıldık!” 

Niye niyet 

Neye KISMET!