Yıllar önce Türk-İtalyan yapımı bir film vizyona girdi. Filmin adı Hamam’dı.
Avrupa’da da Türkiye’de de çok sayıda ödül aldı.
Ama bir kişi o filmi hiç beğenmedi. O da Hamamcılar Odası Başkanıydı.
Filmde eşcinsel çağrışımları içeren sahneler olduğunu, hamamda böyle bir şeyin olmayacağını söyledi.
Oysa 1.5 saatlik filmde o sahne 2 saniye bile değildi. O da iki aktörün birbirine sarılması şeklindeydi.
Kıyameti koparan o Hamamcılar Odası Başkanı’na “filmi seyrettin mi?” diye sordular.
“Hayır seyretmedim” dedi.
Sinema sektörüyle hiç ilgisi olmayan birinin, tek karesini seyretmediği filmle ilgili söyledikleri, günlerce filmi yapanlardan daha çok çıktı gazete ve televizyonlarda.
***
Yıllar sonra benzer durum yine yaşandı.
İzmir Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği Dünya Belediyeler Birliği Kültür Zirvesi (UCLG) gala gecesinde Ziya Azazi’nin dans gösterisi yaptı.
Modern dans sanatçısı ve koreograf olan Azazi ““Dervish in Progress” adını verdiği gösterisiyle Kültür Bakanlığının organizasyonlarında Türkiye’yi 50’den fazla ülkede temsil etti.
2011-2014 yılları arasında Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Opera ve Balesi’nde “Mevlana’nın Çağrısı” eserinde aynı gösteri ile yer aldı.
İstanbul, Ankara, Mersin, İzmir, Samsun Devlet Opera ve Balesi sahnelerinde dans etti.
Sanatçı, aynı eserle Kültür Bakanlığı görevlendirmesi yapılarak Çin’de Türkiye’yi temsil etti.
Bu kadar da değil.
Kültür Bakanlığı görevlendirmesi ile Sultan’s sergisinin açılışında perküsyon sanatçısı Burhan Öcal ile Danimarka Kopenhag, Ballerup ve Helsingor şehirlerinde aynı gösteri sergilendi.
2009 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Antalya Devlet Senfoni Orkestrası haftalık olağan konserinde aynı gösteri vardı.
2014 yılında Almanya Oldenburg Türk Festivali’nde yer aldı.
***
Aslında Azazi’nin İzmir’de yaptığı gösteri sanat açından haber bile olmayacaktı. Zaten o yönüyle olmadı da.
Ama siyaset açısından oldu.
Sema gösterisine benzetildi. Mevlana’ya hakaret edildiği bile söylendi.
Mevlana, yüzyıllar boyunca fikirleriyle tüm dünyaya ışık oldu.
Bugün bile ABD’de kitapları en çok satanlar(bestseller) arasında.
Bu topraklar yüzlerce yıldır hoşgörü değerleriyle tüm dünyaya örnek oldu.
Mevlana’yı bahane edip sanata gösterilen bu hoşgörüsüzlük gerçekten ironik.
Hakaret falan deniyor ya.
Asıl hakaret, bu topraklarda yüzyıllar boyunca var olan hoşgörü değerlerine yapılandır.