Hak, Hukuk, Adalet…
 
İnsanları bu sözlerle kandırıyorlar.
 
Ama makam mevki saltanat ellerinin altına geçtiğinde buldozer gibi eze eze kullanarak yaşıyorlar.
 
Meşhur bilindik bir menkıbe var Hz. Ömer (ra)’in mum kıssası gibi. Bilmeyeniniz yoktur ama yine de çok kısa bir şekilde anlatayım. Hz. Ömer devlet işleriyle uğraşırken sahabeden birisi gelip selam veriyor. Ancak Hz. Ömer işi bittikten sonra yanan mumu söndürüp kendi cebinden çıkardığı mumu yakıyor ve selamı sonra alıyor. Sahabe soruyor neden ey Halife neden selamımı hemen almadın da bekledin yanan mumu söndürdün cebinden çıkardın yaktın da ondan sonra aldın. Halife’nin cevabı ibretlik devlet işi yaparken senin selamını devletin mumu yanarken alamazdım.
 
Şimdi bunları öğrencilerine gelecek nesillere anlatan insanlar gücü eline aldığı zaman şirazenin topuzunu zembereğin kantarını kaçırıyorlar. Ve bunları savunmakta benim kalbi temiz insanıma kalıyor. Ah benim kalbi kendisinden güzel insanlarım. Ya da ben öyle zannetmek istiyorum. Gerçi savunanların çoğu da yine hatırı sayılır makamları işgal ediyorlar ama işte biz suizan yerine hüsnüzan yapmak istiyoruz.
 
Şimdi gelelim konumuza. Kim olursan ol. İster Başkan ol ister Vali ol ister Müdür ol İster Rektör ol istersen resmi plakalı araç ile evladını iki gözünün nurunu ciğer pareni okula bırakamazsın. İsterse yolunun üzerinde olsun ki yolunun üzerinde olmadığını da biliyoruz. Senin örnek olman lazım. Oturduğun koltuk temsil ettiğin misyon geleceğe ışık saçacakken böyle küçük hareketlerle insan kendisine leke kondurmamalı. O araçlar o makamlar saltanat yerleri değildir. İsmi şimdilik bende kalsın ama bu makam sahibi büyüğümüzün bu yanlıştan döneceğine eminim. Bekleyip göreceğiz.
 
Hakiki manada düşünüldüğünde her makam insanın boynuna geçmiş ateşten halkadır.
 
Makam araçları okul servisi değildir…
 
Selam Dua ve Muhabbetle…