2024 yılını muhteşem bir eser okuyarak kapatmak istediğimde Ahmet Ümit'e ait bir roman seçeceğimi bende bilmiyordum. Gündem ile o kadar meşgul iken bu kadar dinlendiren ve merak ettiren bir romanın karşıma çıkması elbette tesadüf değildi.

Araştırılıp belgelendirilen detaylar dikkatimi çekmişti. Günümüzü anlatırken tarihi de bu romanın içine harmanlayışı tad alarak okumamı sağladı diyebilirim.

Ahmet Ümit, 1992 yılında yayınlanan ilk öykü kitabı Çıplak Ayaklıydı Gece, aynı yılf Ferit Oğuz Bayır Düşün sanat ödülünü aldı. Bu kitap Ahmet Ümit'i yazın dünyamıza tanıtan ilk kitap olma özelliğini de taşır.

Eski nesil hatırlayacaktır mutlaka. 1993 yılında özel bir televizyon kanalında yayınlanan Çakalların İzinde, isimli polisiye dizinin senaryo ve öykü aşaması yine yazar Ahmet Ümit’in elinden geçmiştir. Yazarın polisiye roman yazma hikayeside bu yolla başlamıştır.

Ahmet Ümit, Bab-ı Esrar isimli bu romanı 2008 yılında yazmıştır. Şems-i Tebrizi cinayetini konu eden kitabın kahramanı Karen, yüklü miktarda bir sigorta poliçesi için araştırma yapmak için Konya’ya gelir. Bahsi geçen poliçe önemli bir otele aittir. Otelin sahibi yangın felaketi sonrası başvurusu üzerine Karen otele bir eksper olarak gelecektir.

İngiliz bir anne, Türk bir babadan doğan sigortacı Karen’in kendisini terk eden babasının, bunu neden yaptığını anlamaya çalışması ve birey olurken kendisini gerçekleştirme aşamasında neden insanlara güvenmediği konusu da oldukça iyi anlatılmış.

Hikayenin kahramanı Karen’in, Konya ile bağlantısı, geçmişle bir bir yüzleşmesi, insanlara olan güvensiz yaklaşımı o kadar iyi tasvir edilmiş ki hikayenin kahramanının duygusu okudukça size geçiyor.

Bab- Esrar, sizlere, Mevlana ve Şems-i Tebrizi arasındaki olağan üstü ilişkiyi anlatırken, roman içerisinde yaşanılan olayların rüyamı yoksa gerçek mi olduğunu ayırt edemeyeceğiniz anlar yaşatıyor. Öyle ki, Bab-ı Esrar’ın sayfalarını çevirirken bir sonraki sayfada neler olup bittiğini merak etmeden duramayacaksınız.


Bir kitap düşünün size eski bir çağ ile günümüze uzanabiliyor.  Bab-ı Esrar’da, sırlarla dolu bir geçmişin tek tek gözler önüne çıktığına tanık olacaksınız. Kitap bittiğinde ise Mesnevi ile ilgili bilgi edinmek için araştırma yaparken bulacaksınız kendinizi.

Oldukça akıcı bir dile sahip Bab-ı Esrar isimli romanı keyifle okuyacaksınız. Karen Kimya’nın hikayesi Konya ile nasıl kesişecek bunu öğreneceksiniz.
 

Taşta kan vardı. İnsanların yüreklerinde nefret, dolunayda derin bir sükûnet…
 

Sağlıkla Kalın