Maalesef pek çoğumuz dünyada cenneti arıyoruz. “Bir konaklık zaman dünya insana” Bunun farkında mıyız? “Ana rahminden çıktık, geldik pazara. Kefenimizi aldık, dönüyoruz mezara” diyen Yunus’u ne zaman anlayacağız?
“Dilerim herkes bir gün zengin ve ünlü olur ve hayalini kurduğu her şeye kavuşur; böylece aranılan esas cevabın bu olmadığını anlar.” Jim Carrey.
Ruhumuzda dolduramadığımız bir boşluk oluşur bazen. Aradığımızı yanlış yerde aradığımız için çoğu zaman kendimizi büyük bir boşlukta buluruz. Bahsedilen bu boşluk ruhun çer çöple, fındık kabuğunu bile doldurmayacak doluluktan fırsat bulamayıp kendini hissetmeyişin verdiği ıstıraptan mı kaynaklanır ?
Çabalar durursun havada. Gerçeğin yerini hiç bir yalanın doldurmadığını bildiğin halde ne bulduysan gönderisin, her şeyi yutan o kara deliğe. Nasıl da acıtır o boşluk hissi o derin yarık, durmadan içine küçük taşlar atarsın dolsun diye
Belki de boşluk hissinin temel nedeni "bir an sonra ölebileceğini veya en sevdiği şeyi kaybedebileceği ihtimalinin" farkında olmasıdır insanın.
O boşluktan kurtulmanın yegane yolu “kendini geri almak” “kendine gelmektir” Kendimiz olamadığımız, kendimize ve özümüze dönemediğimiz için kayboluruz çıkmaz sokaklarda. O an kaybolduğumuzu bile kaybederiz. Oyun ve eğlence zannederiz yaşananları.
Yaşanan hikayeler bitip, bir el “son” yazana kadar boşluktan kurtulamayanlar, kurtuluşu başka boşluklarda arayanlar, asla tatmin olmayacaktır. Çare “Kalpler ancak Allahı anmakla mutmsin olur,” (Rad suresi 28) ayetini idrak edecek şuura ermektir.