İlk kanunlar İngiltere'de ve ABD'de 19. yüzyılın ilk çeyreğinde, 1807 yılında çıkarılmış, daha sonra diğer Avrupa devletleri onları izlemiştir. Osmanlı'da kölelik, Sultan Abdülmecid döneminde 1847'de bir fermanla yasaklanmıştır.
1833 Köleliği Kaldırma Yasası, 1 Ağustos 1834 tarihinde Britanya İmparatorluğu tarafından onaylanan bir yasadır.
Kölelik, Amerika'da 1862 yılında Abraham Lincoln ile tamamen kaldırılmıştır. Bu iki devletten sonra, birçok Avrupalı devlette aynı uygulamayı hayata geçirdi. Milletler Cemiyeti tarafından 1926 yılında bütün dünyada kölelik yasaklandı. Bu yasağı daha sonra Birleşmiş Milletler de onayladı.
Bundan öncesinde de, ziraat ve ticaretle uğraşan bütün toplumlarda köleliğin çeşitli şekillerine rastlanmaktadır.
Mezopotamya’da, eski Mısır’da Yunan’da, Roma’da, İslam öncesi İran, Orta Asya ve Anadolu’da yaşayan kavimlerde kölelik son derece doğal sosyal bir olgu olarak kabul edilirdi.
Köleliğin kaldırılması ile birlikte bir süre huzur içinde yaşayan insanoğlu daha sonra başına gelecekleri bilmeden yaşamaya devam ediyordu.
Aslında 1990 ‘lı yıllarda kalmayı tercih ederdim. O, zamanlarda dijital dünyanın, insanoğluna nasıl felaketler getireceğini bilmiyorduk.
Hayatımızı kolaylaştırdığımızı düşündüğümüz şeyler olmadan da huzurlu mutlu yaşıyorduk. Bu, elaleme ayak uydurma meselesi başımıza çok işler açtı. Kabul edelim.
Bakkallarda satılan kaç değişik marka makarna hatırlıyorsunuz önceki döneme ait. En fazla iki isim söyleyebilirim. Şu anda sayısını bilmediğim çeşit makarna var marketlerde. Bize farklı gelmişti. Çünkü seçeneklerimiz vardı. Tercih hakkımız vardı. Ya da biz öyle sandık.
Önce tüketmeyi öğrettiler.
Bol bol hem de…
Bu cep telefonu daha iyi bundan al dediler. Sonu gelmedi hepsinden aldık. Sonra bir baktık cep telefonu satın alınırken, kulaklık ve şarj cihazı artık o pakete dahil değil. Ayrıca ödeme yapın dediler. Mecbur kaldık yaptık.
Bu elektrikli süpürge çok güzel bunu alın dediler. Sonra da dediler ki modeli geçti. Artık bu süpürgenin yedek parçaları üretilmiyor. Siz en iyisi toz torbasız ürün bakın..
Bu araba çok kullanışlı. Motor hacmi ve kavraması harika bunu alın illaki dediler aldık. Sonra hibrit modeller var gelin onlara da bir bakalım dediler.
Biz dijital kölelere, hem tükettirip hem de mecbur bırakmayı öğrettiler.
Oysaki denize, su ılıktır diye girmiştik. Bir baktık ki su epeyce soğukmuş.
Geçtiğimiz hafta Amerika menşeili bir bilgisayar yazılımı hata verdi. Dünya ve Türkiye de yaşananlar ise dijital kıyametin test aşaması gibiydi.
Havalimanlarında uçuşlar iptal edildi. Birçok kişi mağdur oldu. Hastaneler, Eczaneler hizmet veremedi.
Pek çok kamu kurumu hizmetten geri kaldı. Bankalarda işlemler durduruldu.
Provasının yapıldığını düşündüm dijital kıyamet, elimizi kolumuzu bağladı adeta. Biz dijital köleler olarak yaşadığımız yerde mahsur kalıp, mecbur bırakılmıştık.
Çok değil üç gün önce NASA bir açıklama daha yaptı. Dünya üzerinde güneş patlamalarının olacağı ve uzun soluklu bir elektrik kesintilerinin yaşanabileceği ile ilgili.
İlk okuduğumda aklıma gelen Dünyayı Ardında Bırak isimli film olmuştu. Filmler bile bir şeylere hazırlık için ön araştırma gibi değil mi?
Her şeyin üstesinden gelebileceğine inanan bizler çaresiz kalınca anlayacağız dijital birer köle olduğumuzu. Çok değil iki yıl önce bu konuları arkadaş sohbetlerinde konuşurken ‘bu nasıl bir komplo teorisi’ demiş ve gülmüştük.
Dijital dünyanın, modern köleleri olarak yaşamaya devam edeceğiz. Kullandığımız her ürün bir insanın bir düğmeyi kapatmasına bağlı gibi.
Köleliğin kaldırılmış olması şekil değiştirip karşımıza çıkıyor her defasında.
Dijital kölelikle devam eden hayatımızda bir şeyleri değiştirmek için son zamanlar gibi.
Her şey baştan başlamış olsaydı. Yine de uyum sağlar mıydık?
En çok da bunu merak ediyorum.
Sağlıkla Kalın.