Karşınızda umudu kırılmış birini görürseniz ona sıkıca sarılın. Öyle bir sarılın ki kırılan tüm parçaları birbirine geri yapışsın.
Peki, bu nasıl olacak?
Sevgi, aşk ve bağlılık hormonu olarak da bilinen oksitosin sayesinde. Özetle yanınızdaki sevdiklerinize bol bol sarılarak bu hormonun salgılanmasını arttırabilir ve size daha çok bağlanmasını sağlayabilirsiniz. Bir anne ve bebeğinin birbirine sarıldıkları ilişki bağı bu duruma en güzel örnektir diye düşünüyorum.
Bilim ile ilgilenenlerin açıklaması bu yönde. Bilim insanı olmadığımızdan biz işin duygusal boyutu ile ele alalım.
Luna Lu görsel sanatlar ile ilgilenen bir sanatçı. Onun, “Sarılmanın Anatomisi’’ adlı eserini gördüğüm an oldukça ilgimi çekti. Eseri inceledikçe sarılmanın bu kadar güzel ve yalın bir şekilde anlatılabilmiş olması beni çok etkiledi.
Eserde görünen şey aslında iki kalp ve kalpleri saran iki adet göğüs kafesi. Ama esere daha detaylı bir şekilde baktığımızda sarıldığımız anda oluşan kalplerin birbirine değme anıdır. Karşılıklı duygu akışı tam da bu anda meydana gelir. Kalplerin birbirine değdiği an, kelimelerin sessiz bir şekilde konuştuğu, zamanın tam da o anda içinde durduğu özel bir zamandır.
Bu eserin hissettirdiği duygu kalplerin adeta bir ihtiyaç şeklinde birbirine değme isteğinden daha fazlası değildir.
Sevginin, şefkatin ve anlayışın hormonu oksitosini üretmek bizim elimizde. Sevdiklerimize bol bol sarılmak ise bunun çözümü.
Pandemi döneminin gerçekleri birbirimizden ne kadar uzaklaştırdı bizleri. Birbirimize yakınlaşmaya korkar olduk. Pandemi bize online ve hareketsiz bir hayat sunarken bir yandan da herkesin birbirine uzaktan baktığı duygusuz bir yaşam modelini benimsetti.
Oysaki birbirine sarılan toplumlar daha işbirlikçi ve empati sahibi oluyorlar. Biz Türkleri, Avrupa insanından ayıran en önemli özellik de bu bence. Onlar soğuk ve mesafeli bizler bir o kadar sıcakkanlı ve yardımseveriz. Farklı koşulların da olduğunu biliyorum elbette. Ancak bu durum duygusal bir toplum olduğumuz gerçeğini de değiştirmiyor.
Yaşam kalitemizi arttıracak temele bağlı en güzel şey sarılmaktır. Bugünden sonra daha sık sarılalım. Daha sık kucaklayalım birbirimizi. Kalplerimiz birbirine daha çok değdiğinde inanın hayat daha güzel olacak. Toplumsal normların bize biçtiği roller engel oluyorsa sarılmaya eğer hayatın bugün olduğunu ve yarında neler olabileceğini bilmediğimiz gerçeğini hatırlayalım. Dünya Sarılma Gününüz kutlu olsun.
Daha sıkı sarılabilmemiz dileği ile.
Sağlıkla Kalın.