Ünlü Fizikçi Albert Einstein'ın sevdiğim meşhur sözü var. "İnsanoğlu; ağzından çıkan cümlelerin, beyninden çıkan düşüncelerin, bütün evreni dolaşıp tekrar onlara geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu.'' Ağzımızdan çıkan her sözle, hatta beynimizden geçen her düşünce formu ile hem kendimizi hem de başkalarını etikileyebildiğinizi biliyor muydunuz? Peki bu durum nasıl oluyor? Bunu anlamak için öncelikle enerjiden bahsedelim . Bildiğimiz basit bir fizik kuralı vardır. Madde atomlardan oluşur. Atomlarda elektron, nötron ve protonlardan.oluşur. Elektron maddenin en küçük parçacığıdır. Tüm bunlar belirli titreşimlerde(hızda) yani frekanslarda birleşerek maddeyi oluşturur. Bu mantıkda düşünürsek aslında her şey bir enerji formudur ve bir titreşimi vardır. Bu enerji formlarından bazılarını görebiliyoruz bazıları ise  görme  kapasitemizin dışında kalıyor. Kelimelerimizin, duygularımızın ve düşüncelerimizin de bir frekansı vardır, enerji alanı oluşturup hayatımızı şekillendirir. Örneğin sürekli şikayet eden bir insan şikayet frekansına girer ve  hayatına sürekli şikayet edeceği olayları durumları çeker. Benzer şekilde başkalarınıda kelimelerimizle etkileye biliyoruz farkında olmadan. Karşımızdaki kişiye öyle olmasa dahi ''ne kadar solgun, hasta görünüyorsun'' dersek ,o kişi de buna inanırsa hücreleri hasta tepkisi verir ve gerçeği haline dönüşür. Hayat zor, hayat pahalı, insanlar güvenilmez vb negatif kelimeleri  günlük hayatımızın içinde farkında olmadan kullanıyoruz yada duyuyoruz. İstemeden de olsa kendimizi veya çevremizi kelimelerimizle büyüleyebiliyoruz. Belki de bunu bildiği için Peygamberimiz ''Ya hayır konuş ya da sus'' demiştir. 
Çevremizde her zaman hayır konuşan olmuyor. Bu gibi durumda kendimizi negatif etkiden korumanın bir formülü var. Karşımızdaki kişi negatif bir cümle kurduğu ve biz bunu duyduğumuz zaman kesinlikle kelimelerimizle onay vermememiz önemli. İçimizden '' Bu onun ilginç bakış açısı '' dediğimiz zaman hücrelerimiz o kelimelerin frekansını alıp kabul etmez.  
Don Miguel Ruiz'in Dört Anlaşma kitabındaki ilk iki anlaşma kelimelerle ilgilidir.benzer teoriden bahseder.
1. Anlaşma: Kullandığın sözcükleri özenle seç.
Herhangi bir fikri işitip ona inandığımızda bir anlaşma yaparız ve bu anlaşma inanç sistemimizin bir parçası olur. Söz büyüdür. Buradaki önemli nokta o fikri kabul edip etmemektir. Kabul ederseniz bütün gücünü karabüyüye yöneltirsiniz. Karabüyüyü bozmak için yeni bir büyü gerekir. Kılıcın bir yanı karabüyü bir yanı gerçektir. Gerçek bizi özgür kılar.
2. Anlaşma: Hiçbir şeyi kişisel algılama.
Kişisel algılamak söylenen şeye katılmakla mümkün. İnsanların yaptıkları ve söyledikleri tamamen kendileriyle ilgilidir. Herkesin dünyası farklıdır, bu yüzden söyledikleri şeylerin sizinle ilgisi yoktur. Onların bakış açısı, onların dünyasını yansıtır. Başkalarının davranışlarından sorumlu değilsiniz, sadece kendi davranışlarınızdan sorumlusunuz. Zehri kabul ederseniz kendinize ait kılarsınız. 
Sevdiklerinizle güzel muhabbetleriniz olması dileğiyle