Manisa’nın simgelerinden biri olan Spil Dağı, sadece bir dağ değil; şehrin tarihi ve kültürünü anlatan bir mirastır. Ancak bu doğal güzellik, şehirleşme ve modernleşmenin gölgesinde kalma riskiyle karşı karşıya. 

Her Manisalının yaz ve kış demeden her yıl hatta her ay boyunca ziyaret ettiği Spil Dağı, doğanın büyüleyici sessizliğini içinde barındırır. Binlerce yıldır mitolojilere, efsanelere ve halk hikâyelerine konu olan dağ, geçmişin mirasını gözler önüne taşır.  Şifalı otları, rengârenk çiçekleri ve yılkı atlarıyla yalnızca Manisalılar için değil, bu bölgeyi ziyarete gelen herkes için bir huzur kaynağıdır. 

Ancak detaylı bir şekilde düşündüğümüz zaman, Spil Dağı’nı korumak konusunda yeterince çaba gösteriyor muyuz?
Betonlaşma  ve şehirleşme, Spil Dağı’nın eteklerindeki ekosistemi tehdit etmeye başladı. Giderek artan nüfus ve şehir içinde artan yapılaşmanın ardından dağdaki yaşam ciddi bir tehlike ile karşı karşıya. Dağı eteklerine kadar uzanan yeni projeler ve yollar,  Doğa sakinlerinin yaşamını tehdit ediyor. 

Spil sadece bir dağ değil, aynı zamanda şehrin nefes aldığı bir alandır. Ancak ne yazzık ki çoğu kişi hala bu güzelliğin kıymetini bilmiyor. Çevreyi koruma bilinci yeteri kadar gelişmezse Spil Dağı’nın sunduğu temiz hava, berrak kaynak suları ve eşsiz manzaralar birer anı olarak kalabilir.

Spil Dağı, Manisa’nın ruhudur.