Reklamın asıl başarısı ihtiyacımız olmayan herhangi bir şeyi bize satın aldırma taktiğidir. 
Aslında reklam sektörü ile ilgili izlediğim eğitimler de bunu itiraf eder nitelikte.
Eğer kanıt istiyor iseniz dönüp evimizi kontrol edelim ve bu taktiğe nasıl yenik düştüğümüzü görelim. O reklamlar ihtiyaç duymadığımız şeyleri satın almayı nasıl da güzel tetikliyorlar.
Bu konuyu özellikle bu ay içerisinde neden işlediğimi hemen paylaşmalıyım. Dönem dönem yapılan indirimler nedeni ile hepimiz alışveriş duygumuza yenik düşüyoruz. Ancak öyle bir dönem var ki   baskılanmamak mümkün görünmüyor. 
Kasım ve Aralık ayında e-ticaret sitelerinde yapılan yıl sonu indirimlerinden bahsediyorum elbette. Hatırlarsınız geçtiğimiz yıl tüm televizyon kanallarında yayınlanan reklamlarda ve sokaktaki bilboard’larda sürekli benzer renk temalı alışveriş sitesinin reklamını görmüştük. Görünmüyor olmayı imkansız hale getiren reklamlar, aslında pazarlama stratejisinden başka bir şey değil. 
Sürekli satın almamızı tetikleyen bu reklamlar için özellikle yıl sonu için umarım bir sınırlama getirilir. 
Nasıl olsa şu anda ödemiyoruz diyerek borçlandığımız kredi kartları bir sonraki yıla hazırlık yapıyor. Bence Kasım ve Aralık aylarında yapılan alışverişin özeti budur. Mesele sadece tüketiyor olmak değil. Asıl mesele tükettiğimiz şeylerin karşılığı olan borçlanmanın esiri olmak.
Yani daha çok alışveriş daha çok borçlanma demek. Hep söylediğim bir söz var. Çok paran var ise değil az borcun var ise zenginsindir. 
Dolayısı ile minimum alışveriş maksimum hayat kalitesi demek. Kendi hayatımız için aksiyon alırsak gelecekte rahat bir yaşam sürebiliriz. 

Yoksa aynı çantanın farklı rengini alarak mutlu olmamız mümkün görünmüyor.

Sağlıkla Kalın.