Kahve yalnızca bir içecek değil aynı zamanda  bir yaşam tarzı, bir kültür ve bazen de küçük bir dramadır. Sabah uyandığımızda bir çoğumuzun yaptığı ilk iş bir fincan kahve içmek. Sabahları kendimize  “Bir fincan kahve olmadan nasıl başlarım?” diye sorduğumuzda aslında bir yeni ir hikayeye atıyoruz kendimizi.

Her kahve tutkununun hayatında birer dönüm noktası vardır. İlk olarak Türk Kahvesiyle başlayan yolculuk, biraz farklı şeyler deneme isteğiyle, bizi farklı kahve çeşitlerine götürür. Önce Türk Kahvesi, ardından latte, mocha ve cappuccino derken başka dünyalara adım atarız. Nihayetinde bu başka kahve alışkanlıkları baristalar ile tatlı anlar yaşamamıza sebep olur. Bir gün kahve sipariş verirken "Sıcak, soğuk, badem sütü ile, vanilya şurubu ekleyin, lütfen!" demek zorunda kalabiliriz. İşte o zaman kahvenin komedi kısmı başlar. Barista ile yaşanan tatlı atışmalar, arkadaşlarınızla yaptığınız ‘Siparişimiz acaba kaç dakikada hazırlanır?’ konuşmaları kahve içmenin en tatlı yanlarından biridir belki de.

Kahve komik anların yanı sıra, sohbetlerin de vazgeçilmez bir parçasıdır. Derin sırların paylaşıldığı, ‘Bir kahvenin kırk yıl hatırı vardır’dan yola çıkarak anlatılan üzücü olaylar. Kahvenin aslında yaşantımızda yeri say say bitmez. Arkadaşlarla bakılan kahve falları veya ritüelleri hayatımıza renk katan küçük detaylardır. Unutmayın kahveyle başlayan günler kahramanlık hikayesine dönüşebilir! Hayat kahve kadar keyifli, acı ve sürprizlerle doludur.