Nergis çiçeğinin hikayesi Yunan Mitolojisine kadar gidiyor. Bu hikayenin güzelliği bir yana dursun bize verdiği mesaja bir bakalım ne dersiniz?

Narcissus, Yunan mitolojisinde yer alan, inanılmaz derecede yakışıklılığından dolayı sudaki yansımasına aşık olan bir karakterdir. Kendisine o kadar aşıktır ki onun için yanıp tutuşan güzeller güzeli Echo’yu görmezden gelerek kalbini kırar.

Echo, kendi sesini kaybedip başkalarının söylediklerini tekrar etmeye mahkum edilen bir karakter olmasına rağmen (Türkçe’ de bulunan eko kelimesi de bu karakterden geliyor) Narcissus’un ilgisini çekmeyi başaramaz. Sevgisine ve aşkına karşılık bulamadığı için ölür. Ölürken eriyen kemikleri dağ, geriye kalan nefesi bir yankı olur. Gökler bu duruma çok kızarlar. Narcissus’su cezalandırmaya karar verirler.

Bir gün Narcissus, bir nehrin kenarında su içmek için eğildiğinde su üzerinde kendi aksini görür. Kendini gördüğü anda kendine aşık olur. Ancak bu aşkın da bir karşılığı olmayacağı için kendisine olan aşkı nedeni ile yavaş yavaş ölür. Suya düştüğü yerde bir çiçek biter. O çiçeğin adı Nergis’tir.

Nergis çiçeği, fiziksel özelliği nedeni ile boynu bükük olduğu için alçak gönüllüğü temsil eden bir çiçektir.

Narcissus’un kendine olan sevgisi, kibre varan öz güveninin Nergis çiçeği formunda ortaya çıkışının hikayesidir sizlerle paylaştığım.

Nergis, yıllar boyunca gelin çiçeği, sevgi çiçeği olarak bilinse de tevazunun ve alçak gönüllülüğün sembolü olarak bilinir.

Bu hikayedeki temel sorun kişinin kendine olan sevgisini esas alarak etrafındaki hiçbir güzelliği göremez durumda olmasıdır. Kendi kendini beğenme arzusunda olan insanoğlu kendi tabiatına da aykırı davranmaktadır. İnsan evrenle, tabiatla ilişki kurabildiği ve bu değerler ile çoğalabildiği sürece insandır.

Aslında kendinde kalan kendinde tükenmeye de mahkum değil midir? Kendi kibrimizden uzaklaşmaya başladığımız anda yeryüzünde bize sunulan değerleri daha rahat görüyoruz kabul edelim. Paylaştığımız oranda çoğalarak adım adım büyüyoruz.

Bizler evrenin merkezinde değiliz. Evrenin bir parçası olarak hayatımıza devam ederken kibir duygusu ile neler kaybedebileceğimizi gözden geçirelim.

Kendimizi bilmek felsefesi ile ilgili harcadığımız çaba ne denli fazla olursa kendi hayatımızda daha fazla çoğaldığımızı, üretken hale gelip, toplumda saygı duyulan insan olarak anıldığımız gerçeğini ortaya koyacaktır.

İnsanoğlu seni kibre düşüren bu dünyadaki varlığın mıdır?

Boşuna kendini yorma. Dünya senin etrafında dönmüyor. Sen o dünyanın etrafına pervanesin. Hayat bir gün seni de Nergis çiçeğinin hikayesinde olduğu gibi törpüleyecektir. Eğer ders çıkarmadan yola devam edersen olduğun yerde saymaya ve tercih etmediğin yalnızlığı yaşamaya devam edeceksin.

Yeni yıl karşınıza sıcacık, kibirsiz insanlar çıkarsın. İyi yıllar ….

Sağlıkla Kalın.