Nevruz Bayramı ya da kısaca Nevruz, dünya çapında çeşitli halklar tarafından kutlanan geleneksel yeni yıl ya da doğanın uyanışı ve bahar bayramıdır.
Kelimenin aslı eski Farsça’dan gelir: Yeni anlamındaki nava ve gün ışığı/gün anlamındaki rəzaŋh birleşerek oluşturmuşlardır. Anlamı "yeni gün/günışığı"dır ve günümüzün Farsça'sında da hâlâ aynı anlamda kullanılmaktadır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, 23 Şubat 2010'da aldığı 64/253 sayılı kararla 21 Mart'ı Uluslararası Nevruz Günü ilan etmiştir.
Yazılı olarak ilk kez 2.yüzyılda Pers kaynaklarında adı geçen Nevruz, İran ve Bahai takvimlerine göre yılın ilk gününü temsil eder. Günümüz İran'ında, İslami bir kökeni olmasa da bir şenlik olarak kutlanmaktadır.
Bazı toplumlar bu bayramı 21 Mart'ta kutlarken, diğerleri Kuzey yarım kürede İlkbahar’ın başlamasını temsilen, 22 veya 23 Mart'ta kutlamaktadır.
Nevruz Bayramı, Anadolu ve Orta Asya Türk halklarında da Göktürklerin Ergenekon’dan çıkması anlamı ile baharın gelişi olarak da kutlanmıştır.
Nevruz Bayramının siyasal olarak anılmasının esas hikayesi Kürt ve İran mitolojisindeki Demirci Kawa efsanesine dayanmaktadır. Hikaye’nin kötü kahramanı olan Dehak’tan kurtulan halklar 21 Mart’ı özgürlüğün, kurtuluşun ve halkların bayramı olarak kutlar. Demirci Kawa, başkaldırı kahramanı, Nevruz ise direniş ve başkaldırı günü olarak tarihe geçer.
2 bin 500 yıl kadar önce gerçekleşen bu olayın efsane haline gelmesi bayramın Kürtler tarafından da kutlanmasını sağlamıştır.
Nevruz Bayramı hakkındaki yazılanları takip ettiğim kadarı ile her toplumun kendi değerlerine göre kutlama yaptığı ve özelinde birlik beraberlik ve yeni başlangıçların olduğu temalar sıklıkla göze çarpmaktadır.
Nevruz geleneğinin tarihi en son Buzul Çağı'nın bitmesinden hemen önceki günlere yani 15.000 yıl öncesine kadar uzanır.
Pers Kralı Cemşid, İranlıların avcılıktan hayvancılığa ve yerleşik yaşama geçişini temsil eder. O çağlarda mevsimler, insanoğlunun hayatında günümüzdekinden daha yaşamsal bir önem arz ederken ve yaşamla ilgili her şey dört mevsim ile çok yakından ilişkiliydi. Kışın ardından gelen baharda yeşillenen bitkilerin olması ve sığırların yavrulaması, insanoğlu için büyük bir fırsat ve bolluğun canlanması demekti. İşte böyle bir dönemde bu Nevruz kutlamalarını başlatan kişinin Kral Cemşid olduğu söylenir.
Yine başka bir toplum olan Kırım Tatarları ise bu bayramda erkenden kalkarlar. Ağaçtan bir dal keserler. Bu dala çiğdem, kardelen gibi erken bahar çiçekleri asarlar. Çocuklar bu dalı alıp topluluklar halinde kapıları tek tek gezerler. Kapıda Navrez türküsünü söylerler. Ev sahipleri çocuklara hediye olarak yumurta, şeker gibi yiyecekleri sepetlere koyar, verdikleri mendilleri de dala bağlarlar. Bütün evler dolaşıldığında çocuklar verilenleri kendi aralarında pay ettikleri bilinmektedir. Ancak Sovyet rejimi baskısı ile günümüz Kırımlı çocuklar bu geleneği bilmedikleri için kutlama yapmadıkları da tarihe not olarak düşmüştür.
Her toplumun kendi tarihi ile çıkarımlar yaparak kutladığı Nevruz Bayramı, aslında doğanın en verimli zamanlarına uyanması nedeni ile kutlanmaktadır. Yani siyasi bir amacı bulunmadığını söylemek çok mümkün.
Afganistan’dan, İran’a, Türk Cumhuriyetlerinden, Türkiye’ye uzanan iyi dileklerin baharın gelmesi ile gerçekleşeceğine inanılan güzel bir bayramdır Nevruz.
Doğa’nın uyanması ile birlikte insanoğlunun beklentilerinin karşılanacağına inanılan bu güzel bayramda hepimize iyi bayramlar diliyorum.
Yeryüzünde renk, dil, din ve ırk ayırımı yapılmadan insan olmanın erdemini unutmadan yaşayacağımız daha nice Nevruz Bayramlarımız olsun.
Sağlıkla Kalın.