Genel tanımı ile sosyal belediyecilik, temelde sosyal risk gruplarına ve dezavantajlı kesimler olarak ifade edilen kadınlara, çocuklara, yaşlılara, yoksullara, işsizlere ya da etnik kimlik, cinsiyet, göçmenlik gibi nedenlerle toplumdan dışlanmış gruplara yönelik hizmetler sunulmasıdır.
Farklı şehirlerde olan ve sosyal belediyeciliği başarı ile gerçekleştirmiş belediyeleri takip ettiğim kadarı ile 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde yerlerini sağlamlaştıracak ve yeniden seçilecek gibi duruyorlar. O bölgelerde sürpriz beklemek anlamsız olur.
Bize oy verdi mi vermedi mi diye bir ayırım gözetilmeden bölge halkına destek olunması en büyük etkendir.
Zengin mi yoksa fakir mi diye bakılmaksızın çocuklar süt içebilsin diye çocuğu olan herkesin kapısına 6 aylık sütünü bırakmak önemli bir çalışmadır. Kim ne derse desin vatandaşını düşünen ve kalıcı olmak isteyen belediye bu projeye sıkıca sarılmalıdır.
Çocuklarını düşünen seçmen bu projeyi göz önünde bulundurmalıdır.
Şehir dışından gelerek Manisa’da okuyan üniversite öğrencilerinin en büyük sorunlarından biri de uygun fiyatlı barınma, yemek, yol ücreti. Geçen dönem okulu kazanıp sadece ailelerinin parası olmadığı için okula kayıt dahi yaptırmayan öğrenciler olmuştu. Bu öğrencilere ulaşarak okumalarının sağlanması, bu şehrin büyüklerinin kol kanat germesini bekleriz.
Bu konuda projesini takdir ettiğim Ferdi Zeyrek öğrenciler için %50 indirimli ulaşım hakkı tanımış bununla da yetinmeyip belediye bünyesinde ücretsiz shuttle hizmeti de sağlayacağını söyledi. Ücretsiz shuttle hizmeti aynı güzergah üzerinde yolculuk etme imkanı taşıyan bir servis hizmeti. Celal Bayar Üniversitesi öğrencilerini toplu taşıma çilesinden kurtaracak harika bir hizmet. Yine öğrenciler için ücretsiz çamaşır cafe, diital dershanaler, ücretsiz günaydın çorbası, konserler ve bahar şenlikleri tam da bu şehre yakışan Manisa’nın tek üniversitesi olan Celal Bayar Üniversitesi öğrencilerinin kıymet göreceği bir yaklaşım. Tam da bu nedenden dolayı seçilmek Ferdi Zeyrek’in hakkıdır.
Bizi, İzmir’in, arka bahçesi olmaktan çıkaracak en büyük yatırım önce çocuklara ve gençlere yol açma fikridir.
Bazı projeler yapılırken istihdam etme fikri düşünülmeli ve kadınlarda katkı sağlamalıdır.
Manisa’da yaşayan biri olarak görmek istediğim en önemli proje İstanbul’da bulunan ve amaca hizmet eden istihdam ofisleridir. Bu ofiste çalışan bir yakınımdan öğrendiğim kadarı ile bu ofislerin kapısını kim çalarsa çalsın işe uygunluğuna bakılarak gerekli yönlendirme yapılıyor ve tek derdi ekmek parası kazanmak olan halkın yüzü gülüyor. İşte size sosyal belediyecilik örneğinin en güzel örneği. Kurumsallaşmış, insan ayırmayan, aracılık eden bir proje. Çalışan insan topluma faydası olandır. Geçimini sağlar ve ailesine zaman ayırır.
Manisa’nın güçlü sanayisi dışında bir de tarım geliri var. Hepimiz biliyoruz. Ancak şehir merkezinde yaşayanlar bu alandan uzak yaşıyorlar. Tarım ve üretim ile ilgili istihdam sağlayacak, bu istihdam sonrası tarımı turizm haline getirerek şehir merkezinde olanları da dahil edecek bir proje aradım. Bu projenin sahibi de Şehzadeler belediye başkan adayı Ahmet Karadağ oldu. Sadece üretimi düşünmemiş, üretim sonrası esnaf nasıl kazanır fikrine de çözümü bulmuş. Üretim sonrası esnafın da yüzünün güldüğü projenin istihdam kısmında kadınların da yer aldığını bilmek içimi rahatlattı doğrusu.
Hafta sonu kamp yapabileceğimiz alanlar şimdiden projelendirilmiş. Kişisel olarak ilgimi çeken bir proje oldu. Halk, ona bizim Ahmet diye sesleniyor. Demek ki boşuna değil.
Bizim için partiler değil insanların yapacakları önemli. Manisa halkı, bu memleketi kimseyi ayırmadan, ötelemeden yönetecek başkanlarını seçecek. Yani gelen başkan 5 yıl şehirde neler yapılacağına ya da yapılmayacağına karar verecek.
Bizim adımıza verilecek tüm kararların hayırlı olması dileği ile.
Sağlıkla Kalın.